İSTANBUL-NURULLAH SARI(YSM) - Bundan bir yıl önce ABD Başkanı Joe Biden’dı. Aynı dönemde, Katar’ın başkenti Doha’da İsrail ile Hamas arasında ateşkes ve rehine takası anlaşmasının sonuçlandırılması için yoğun müzakereler yürütülüyordu. Görev devrine hazırlanan Trump ekibi de sürece dahil olmuş, nadir görülen bir iki partili iş birliğiyle savaşın sona erdirilmesi ve rehinelerin serbest bırakılması hedeflenmişti.
Bugünden bakıldığında, bu tablo neredeyse bir on yıl öncesine aitmiş gibi görünüyor. 2025, uluslararası sistem açısından geçişten çok dönüşüm yılı oldu. Şimdi ise 2026, küresel gündemde birden fazla kritik kırılma noktasının kesiştiği “menteşe yıl” olarak şekilleniyor.
1. Venezuela: Karayipler’de güç gösterisi
CNN International'ın haberine göre Trump yönetimi, Soğuk Savaş’ın zirvesinden bu yana Karayipler ve Batı Atlantik’teki en büyük askeri yığınağı gerçekleştirdi. Uçak gemisi taarruz grubu, destroyerler, amfibi birlikler, hayalet bombardıman uçakları ve özel kuvvetler bölgeye konuşlandırıldı.
Resmi gerekçe, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele olarak açıklansa da, Kongre onayı olmadan gerçekleştirilen yaklaşık 30 askeri saldırı ve ilan edilen fiili deniz ablukası, Washington’un Venezuela’ya yönelik rejim değişikliği baskısını artırdığı yorumlarına yol açtı.
Trump yönetimi bu yaklaşımı, Monroe Doktrini’nin güncellenmiş hali olarak tanımlanan “Trump Doktrini” şeklinde sunuyor. 2026’da Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun iktidarda kalıp kalmaması, bu politikanın gerçek etkisini ortaya koyacak.
2. Ukrayna: Beşinci yılın eşiğinde
Şubat ayında Rusya’nın Ukrayna işgali beşinci yılına giriyor. Kremlin’in Kiev’i ele geçirme hedefi başarısız olurken, savaş Rusya için ağır bir yıpratma sürecine dönüştü. Rus ordusu yüz binlerce kayıp verirken, cephede belirleyici bir ilerleme sağlanamadı.
Trump yönetimi, Ukrayna’nın toprak tavizi karşılığında güvenlik garantileri içeren bir barış planını gündeme getiriyor. Ancak Putin’in buna yanaşmaması halinde, ABD’nin Kiev’e desteğini azaltıp azaltmayacağı 2026’nın en kritik sorularından biri olacak.
3. Tayvan: Jandarmalık bitiyor mu?
Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore’nin giderek yakınlaşan iş birliği, küresel güç mücadelesinin yeni eksenini oluşturuyor. Trump yönetiminin yayımladığı Ulusal Güvenlik Stratejisi, ABD’nin artık “dünyanın jandarması” olmayacağını açıkça ortaya koyuyor.
Bu yaklaşımın en somut sınavı Tayvan olacak. ABD, adaya şimdiye kadarki en büyük silah satış paketini onaylarken, Çin ordusu 2027’ye kadar olası bir işgal için hazırlık yapıyor. Trump’ın Pekin’de Devlet Başkanı Şi Cinping ile yapması beklenen zirve, Tayvan’ın kaderini doğrudan etkileyebilir.
4. İsrail: Seçimler belirleyici olacak
İsrail, askeri açıdan 2025’i güçlü kapattı. Hamas ve Hizbullah lider kadroları etkisiz hale getirildi, İran ciddi ölçüde zayıflatıldı. Ancak bu askeri başarı, siyasi ve diplomatik kazanıma dönüşmedi.
2026’da yapılması gereken genel seçimler, İsrail’in gelecekteki yönünü belirleyecek. Daha geniş tabanlı bir koalisyon kurulması halinde Abraham Anlaşmaları’nın genişlemesi mümkün olabilir. Aksi durumda, diplomatik tıkanma derinleşebilir.
5. İran: Sistem baskı altında
İran, son yılların en zayıf döneminden geçiyor. Vekil güçleri dağıtıldı, hava savunması çöktü, Suriye’deki müttefiki kaybedildi. Üstüne bir de ekonomik kriz, su sıkıntısı ve yaşlanan liderlik ekleniyor.
2026, İran için istikrar mı çöküş mü sorusunun yanıt bulacağı bir yıl olabilir. Rejim içi güç mücadelesi ve olası yeni İsrail saldırıları riskleri artırıyor.
6. Terörizm: Geri dönüş sinyali
Uzun süre geri planda kalan küresel terör tehdidi, yeniden yükselişte. 2022’den bu yana saldırı sayıları ve can kayıpları artıyor.
Son dönemde Avustralya, ABD ve Avrupa’da engellenen veya gerçekleşen saldırılar, tehlikenin boyutunu gözler önüne serdi.
Uzmanlar, 2026’da terörle mücadelenin yeniden öncelikli güvenlik başlığı haline geleceğini öngörüyor.
7. Yapay zeka: Yeni Soğuk Savaş
Yapay zeka, artık yalnızca teknoloji değil, jeopolitik güç unsuru olarak görülüyor.
Çin’in DeepSeek modeliyle yarattığı sürpriz, ABD’nin teknolojik üstünlüğünün kırılganlığını ortaya koydu.
Enerji altyapısı, veri merkezleri ve ihracat kısıtlamaları üzerinden yaşanan tartışmalar, 2026’da yapay zekayı küresel rekabetin merkezine yerleştirecek.
YSM HABER MERKEZİ