YELLOWSTAR MAGAZİNE GÜNCEL İŞ VE EKONOMİ HABERLERİ
2025-10-18 13:10:54

Gazze'deki ateşkesi küresel vicdan ve insanlık kazandı!

Nurullah SARI

iletisim@yellowstarmagazine.com 18 Ekim 2025, 13:10

Bundan tam iki sene önce Ha­mas’ın “Aksa Tu­fanı” saldırılarıyla başlayan süreç İsrail tarafından 67 binden fazla insanın katle­dilmesine yol açtı. Bu sayı gerçeği yan­sıtmıyor. Enkazın altından kalanlar ile kayıplar düşünüldü­ğünde katledilen insan sa­yısının çok daha fazla oldu­ğu görülecek.

Nitekim BM Özel Raportörü Francesca Albanese, “Gazze’deki ger­çek ölü sayısı 680 bin olabi­lir” açıklaması yaptı.

İsrail, 21. Yüzyılda in­sanlığı ayaklar altına al­dı. Soykırıma imza attı. ABD’de İsrail’e verdiği destekle bu suçun büyük ortağı oldu. İnsanlar kon­for alanlarından mey­danlara inmeseler ve vic­danlarının sesini haykır­masalar, hala insanlık suçu işlenmeye devam edilirdi.

İnsanlık adına gelen büyük tepkiler ABD’yi İs­rail’i masaya oturtmaya zorladı. Trump’ın “Netan­yahu’yla konuştum. Ona de­dim ki: ‘İsrail dünyayla sa­vaşamaz Bibi. Dünyayla sa­vaşamazsınız” sözü bunu teyit ediyor. Türkiye, Mı­sır ve Katar’ın katkılarıyla ateşkes yapıldı.

Dünya kamuyounda ana tartışma ateşkes sonrası “kim ka­zandı?” sorusu oluyor. Sa­vaş insanlığın başına gele­bilecek en büyük felakettir. Dolayısıyla ilk sırada kaza­nan insanlık olmuştur.

İki yıl süren çatışmalar sonrası ortaya çıkan du­rum Filistin sorununun ge­leceğine yönelik bazı çıka­rımlar yapmamızı sağlıyor.

Her şeyden önce Filistin­lilerin topraklarından vaz­geçmeyeceği ve kendilerine karşı işlenen soykırıma bi­le yenilmeyecekleri görül­dü. Bu duruş Filistin’in ge­leceği için önemli. Keza bir devlet kurulacak ise onun için ölmeye hazır bir halkı olduğu tüm dünyada tescil­lenmiş oldu.

Hamas’a gelirsek. Ha­mas’ın İsrail’in yıkıcı saldı­rılarına rağmen Gazze’deki örgüt yapısını koruduğunu söylemek gerekir ki bu ko­ruma Filistin sorununda Hamas’ı lider kıldı. Daha da ötesi birçok Batılı ülke, “te­rörist örgüt” olarak kabul ettiği Hamas’ı, Filistin da­vasında muhatap almak zo­runda kaldı.

Hamas, “Aksa Tufanı”y­la Filistin meselesini ye­niden dünya günde­minin merkezine ta­şıyarak son yıllarda neredeyse hiç konu­şulmayan “Filistin Devleti” konusunu tekrar ortaya çıkar­mayı başardı. Keza 2023 yılı sonrası Fi­listin’i devlet olarak tanıyan devletlerin çoğu büyük Avrupa ülkeleri oldu. Bu sayı 157’i buldu ki bu da dünyanın dörtte üçü demek.

Filistin adına önemli bir başarı da dünyada İsrail al­gısının değişmesi oldu. İs­rail, “halkı soykırıma uğ­rayan bir devletten, devleti soykırım yapan bir millet” olarak nitelendirilmeye başlandı. İsrail’in, yıllar­ca, milyonlarca dolar döke­rek yaptığı propaganda çö­pe gitti desek yanlış olmaz.

Ateşkesin sağlanması ve bu sayede gelecekte bir ba­rış ortamının ortaya çıka­rılması hiçbir zaman İsrail’i aklamaz. İsrail’in yaptıkla­rı Uluslararası Ceza Mah­kemesinin soykırım tanı­mının her kelimesini kap­samaktadır. Bu soykırıma imza atanlar insanlık adına hesap vermek zorundadır!

Filistin bayrağı protesto simgesi oldu

Filistin bayrağı, Filistin Kurtuluş Örgütü ta­rafından, 1964 yılında, Filistin halkının bay­rağı olarak ilan edildi. Sonrasında, 1988 yılında, bağımsız Filistin’in bayrağı olarak kabul edildi.

Bayrak siyah, beyaz ve yeşil şeritten oluşu­yor. Bunu soldan en uç noktası bayrağı ortala­yacak şekilde duran bir kırmızı ikizkenar üçgen tamamlıyor. Siyah şerit, Filistin halkının geçmiş acılarını ve mücadelesini simgelerken, beyaz şe­rit barış ve umudu, yeşil şerit Filistin'in verimli topraklarını ve doğasını sembolize ediyor.

Bayrağın sol köşesindeki kırmızı üçgen ise Fi­listin halkının bağımsızlık arzusunu ve bu ko­nudaki kararlılığını ifade ediyor. Bugün Filistin sorununa bakışları içler acısı olan Arap ülkeleri için Arap milliyetçiliği bir şey ifade etmiyor ama bu renkler Pan-Arap renkleri.

ABD halkı yönetimleri gibi düşünmemeye başladı

ABD-İsrail ilişkisi son yıllarda kolay yöneti­lebilir bir ilişki olmaktan çıktı.

Pew Araştırma Merkezi'nin Mart ayında yaptığı ankette, Ame­rikalıların %53'ünün İsrail hakkında olumsuz görüşe sahip oldukları ortaya çıktı.

Ağustos ayındaki ankette ise 30 yaşın altındaki Ameri­kalıların %33'ü tamamen veya çoğunlukla Fi­listin halkına sempatilerini olduğunu söylemiş.

Bu kamuoyu tepkisi işe yarıyor mu ya da ya­rayacak mı göreceğiz. Bildiğimiz husus ise ABD yönetiminin Ukrayna-Rusya savaşında ölenler için duyduğu acıyı Filistinliler için duymama­sıdır. Duyacak gibi de görünmüyorlar.

İsrail’e kesilecek bir ABD desteği bu çatışmayı bir gün­de bitirir. Desteği keserler mi? “HAYIR”.

O zaman ABD İsrail kadar suçludur.

İsrail rejimine yönelik tepkiler yönetimleri zorluyor

İsrail lobisinin ülkelerin elitleri üzerindeki etkisi halklar tarafından kırılıyor. Bu da yöne­timler üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. İngil­tere, Fransa, Kanada, Avustralya ve Portekiz Fi­listin Devleti'ni resmen tanıdılar.

Bu baskı Avrupa kıtasını aşmış ve çok şü­kür Arap ülkelerine de ulaşmış durumda. Mısır Cumhurbaşkanı El-Sisi, Arap-İslam zirvesin­deki konuşmasında İsrail'i "düşman" olarak ta­nımladı ki bu ifade 1977'den sonra ilk kez kulla­nılıyor.

İsrail giderek yalnızlaşıyor. Önemlisi İsrailli­ler öteki haline geliyor. “Halkı soykırıma uğra­yan bir devletten, soykırım yapan bir devletin halkına doğru evriliyorlar.” Bu İsrail ve ABD için sürdürülebilir değil.

Ateşkesi küresel vicdan kazandı! İnsanlık kazandı!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.