İSTANBUL-NURULLAH SARI(YSM) - Diyabet, kalp, göz, böbrek ve sinir sistemiyle ilişkilendirilse de ağız sağlığı çoğu zaman göz ardı ediliyor. Oysa uzmanlara göre diyabet ve ağız sağlığı arasında iki yönlü güçlü bir bağlantı var. Yüksek kan şekeri, ağız dokularını enfeksiyona açık hale getiriyor; ağız hastalıkları da kan şekeri kontrolünü zorlaştırıyor.
Science Alert'te yayınlanan bir habere göre dünyada her dokuz yetişkinden biri diyabet hastası ve dört kişiden fazlası hastalığının farkında değil. 2050’de küresel diyabetli sayısının yüzde 46 artışla 853 milyona ulaşacağı öngörülüyor. Araştırmalar, tip 2 diyabet ile ağır diş çürüğü arasında belirgin bir ilişki olduğunu gösteriyor.
Yüksek kan şekeri, tükürük miktarını azaltarak ağız kuruluğuna, çürük riskinin artmasına, diş eti hastalıklarına, ağız içi enfeksiyonlara, tat değişikliklerine ve ileri evrede diş kaybına yol açabiliyor. Diyabet hastalarında diş eti hastalığı daha sık görülüyor; çünkü bakteriler tükürükteki şekeri kullanarak diş etlerine zarar veren asitler üretiyor.
Ağız kuruluğu ise çürüğü hızlandıran önemli bir sorun. Tükürük; yiyecek artıklarını temizleyen, asitleri nötralize eden ve enfeksiyona karşı koruyan doğal bir savunma mekanizması. Miktarı azaldığında ağız daha asidik hale geliyor ve dişler mineral kaybediyor. Uzmanlar, risk altındaki hastalar için florür verniği, özel gargara ve yüksek florürlü diş macunu gibi kişisel koruyucu programlar öneriyor.
Diş protezi kullanan diyabetlilerde de ağız kuruluğu; vuruk, yara ve mantar enfeksiyonlarına neden olabiliyor. Düzenli temizlik, protezin gece çıkarılması ve rutin kontroller bu riskleri azaltıyor. Diş implantı tedavisi ise ancak kan şekeri kontrol altındaysa yapılabiliyor; çünkü iyileşme süreci diyabet nedeniyle yavaşlıyor.
Uzmanlara göre düzenli ağız bakımı, dengeli beslenmeyi kolaylaştırıyor, enfeksiyon riskini azaltıyor ve diyabet yönetimine destek oluyor.
Koruyucu diş hekimliği uygulamaları gerekli
Diyabet ve ağız sağlığı arasındaki bağlantı, uzun yıllardır bilinse de klinik uygulamalarda yeterince dikkate alınmıyor. Ağız; yumuşak ve sert dokuların, geniş bir bakteri ekosisteminin ve tükürük gibi koruyucu mekanizmaların bir arada bulunduğu hassas bir ortam. Yüksek kan şekeri, bu dengeyi bozarak ağız içini enfeksiyon ve inflamasyona açık hale getiriyor. Özellikle diş eti hastalıklarının diyabetle çift yönlü bir ilişki içinde olduğu biliniyor: Diyabet, diş eti iltihabının ilerleme hızını artırırken, tedavi edilmemiş diş eti hastalıkları da kan şekeri seviyelerini yükselterek diyabet yönetimini zorlaştırabiliyor.
Ağız kuruluğu, diyabetli bireylerde sık görülen bir diğer sorun olarak öne çıkıyor. Tükürüğün azalması, çürük oluşumunu hızlandırırken çiğneme, tat alma ve protez kullanımını da güçleştiriyor. Yaşlılar ve çoklu ilaç kullanan diyabetliler bu açıdan daha yüksek risk taşıyor. Koruyucu diş hekimliği uygulamalarının düzenli hale getirilmesi, diyabet hastalarının yaşam kalitesini artırabilir. Florür destekleri, düzenli diş taşı temizliği ve kişiye özel ağız bakım önerileri tedavinin temel parçalarını oluşturuyor. Ayrıca, kan şekerinin iyi yönetilmesi oral komplikasyon riskini azaltırken ağız sağlığının iyileşmesi de beslenmenin daha rahat yapılmasını sağlayarak genel sağlık üzerinde olumlu etki oluşturuyor.
YSM HABER MERKEZİ