AB'den Türkiye'deki Suriyeliler için 3 milyar euro

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB'nin Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı Suriyelilerin desteklenmesi amacıyla 2024'e kadar 3 milyar euro bütçe ayıracağını duyurdu.

AB'den Türkiye'deki Suriyeliler için 3 milyar euro

İSTANBUL-ABDULLAH KURT(YSM) - Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi ardından Brüksel'de AB dönem başkanlığını yürüten Portekiz Başbakanı Antonio Costa ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ile birlikte zirvenin sonuç bildirgesi ve alınan kararlar hakkında açıklama yapan Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB’nin Türkiye’ye 2024 yılına kadar Suriyeli göçmenler için 3 milyar euro finansman sağlayacağını duyurdu.

“Genel olarak Türkiye ile ilişkiler iyileşti. Doğu Akdeniz’deki gerilim düşürüldü. Yunanistan ve Türkiye arasında görüşmeler yapılıyor. Bu bir başlangıç. Ancak öte yandan Kıbrıs konusunda çok az bir gelişme gördük veya hiç gelişme görmedik. Bu konu hala hayalkırıklığı olmaya devam ediyor” diyen von der Leyen’in açıklamasından bazı satırbaşları ise şöyle:

“Marttan bu yana Türkiye ile özellikle ticaret ve Suriyeli göçmenler konusunda görüşmelerimiz oldu. Öncelikle ticaret tarafında, Certificate of Origin gibi bazı ihtilaflı konularda Türkiye adımlar atıyor, Türkiye’yi bu konuda daha fazlasını da yapmaya teşvik ediyoruz. Bizim tarafımızda da ilerlemeler oldu. Gümrük Birliği’nin modernleştirilmesi için Konsey’de görüşmeler tekrar başladı ancak hala yapılacak çok işimiz var.

"AB olarak Kıbrıs'ta iki devletli çözümü asla ve asla kabul etmeyeceğiz"

''Bölgedeki Suriyeli göçmenler konusuna gelirsek, Türkiye’ye ve Suriyeli göçmenlere ev sahipliği yapan Lübnan ve Ürdün gibi partnerlere desteğimizi devam ettireceğimizi söylemiştik. Bu bölgeler hala yükün aslan payını sırtlamış durumda ve AB olarak COVID-19 gibi pandemi sırasında işler zaten zorlaşmışken biz de destek olmalıyız. Türkiye’deki 2024’e kadar 3 milyar Euro daha destek göndereceğiz. Bu fon daha çok Suriyeli mültecilerin sosyo-ekonomik entegrasyonu için kullanılacak, daha önceki fonlar gibi ağırlıklı olarak acil durum desteklerine gitmeyecek. Çünkü bu mülteciler artık yıllardır bu bölgede yaşıyorlar ve bir perspektife ihtiyaçları var. Ayrıca Komisyon 2,2 milyar Euro’da Ürdün ve Lübnan’daki Suriyeli göçmenlerin desteklenmesi için ayıracak. Üye devletleri daha fazla destek yapılması için çağrı yaptık. Liderler bu stratejik paketi destekliyor, şimdi Komisyon’dan bu konuda somut bir teklif bekliyoruz.”

"Pozitif sinyal gönderip göndermemek Erdoğan’ın elinde"

Türkiye’ye ilişkin “acil fren” mekanizmasıyla ilgili bir gazetecinin “Hangi adımlar ilişkilerde acil fren gerektirecek? Türkiye’ye karşı alınacak önlemler hala masada mı?” sorusuna von der Leyen şöyle yanıt verdi: “Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğanla bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim ve çok açıkça şunu belirttim: 20 Temmuz’da Kıbrısı ziyaret edecek sanıyorum. Bu bizim için çok hassas bir konu ve tabii ki ziyaretin nasıl gelişeceğini izleyeceğiz. Ve AB olarak iki devletli çözümü asla ve asla kabul etmeyeceğiz. Bu açık ve net mesajlar gönderildi. Ben şahsen bu mesajları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine ilettim. Şimdi artık pozitif sinyal gönderip göndermemek kendisine kalmış.

Bildirgede de Kıbrıs önemli bir ihtilaf olarak geçiyor

Zirvenin ardından kamuoyuyla paylaşılan yazılı bildirgenin Türkiye kısmında ise Türkiye’yi hem öven hem yeren ifadeler bulunuyor. Ancak bildirinin geneline bakıldığında AB, Türkiye ile stratejik ilişkilerini ilerletmek konusunda siyasi bir irade olduğunu ortaya koyuyor. İnsan hakları ihlalleri, modern demokrasinin gereklerinden biri olan özgür basın, hukukun üstünlüğü ve kadın haklarıyla ilgili yükümlülüklere de vurgu yapılan bildiride Türkiye’nin AB ile olan Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi ve Suriyeli mültecilere AB’den gelen yardımlar da öne çıktı. Finansmanın devamı için Konsey’den somut teklif isteyen AB liderleri, Doğu Akdeniz’de gerilimin düşmesini olumlu bulurken,

Gümrük Birliği’ne ilişkin kısımda mevcut Gümrük Birliğinin uygulanmasında yaşanan sıkıntıların giderilmesi ve bunun AB üyesi bütün ülkelere etkin biçimde uygulanması gerektiği kaydedildi - Ancak burada Türkiye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımadan AB’ye adanın tamamını kapsayan bir şekilde “Kıbrıs Cumhuriyeti” adıyla üye olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi de bildiride geçen “bütün üye ülkeler” ifadesiyle kastedilen üyeler arasında. Bildiride ayrıca AB liderlerinin göç, sağlık, iklim, terörle mücadele ve bölgesel meseleler gibi karşılıklı çıkara dayalı konularda Türkiye ile yüksek düzeyli diyalog hazırlıklarını not ettiği vurgulandı.

Gümrük Birliği ifadelerinde “tüm üye ülkeler” vurgusu ve Kıbrıs

AB'nin Türkiye ile aşamalı, orantılı ve geri dönülebilir biçimde ortak çıkarları içeren pek çok alanda iş birliğini arttırmaya hazır olduğuna işaret edilen bildiride, AB liderlerinin AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliğinin güncellenmesine yönelik yetkilendirme için teknik çalışmaların başlamasını not ettiği belirtildi.

Gümrük Birliğinin güncellenmesine yönelik yetkilendirmenin, AB Konseyi'nde ilave yönlendirme ile kabul edilebileceği dile getirilen bildiride,

Kıbrıs için “federasyon” çözümünü öneriyorlar

Kıbrıs konusundaki çözümün siyasi eşitliğe dayalı iki toplumlu, iki bölgeli federasyon temelinde sağlanabileceği yönündeki AB tezine dikkat çekilen bildiride, AB liderlerinin kapalı Maraş'ın statüsünün önemine vurgu yaptığı, BM Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanması için çağrıda bulunduğu ifade edildi.

AB Konseyi, İsviçre'nin Cenevre kentinde yapılan Kıbrıs konulu görüşmelerin, resmi müzakerelerin başlamasını sağlamamasından üzüntü duyulduğunu, AB'nin süreci desteklemede aktif rol oynamayı sürdüreceğini kaydetti.

Türkiye'de hukukun üstünlüğü ve temel haklarla ilgili gelişmelerin endişe kaynağı olduğu savunulan bildiride, siyasi partilerin, insan hakları savunucularının ve medyanın hedef alındığı ileri sürülerek, bunların demokrasi, hukukun üstünlüğü ve kadın haklarında gerilemeye neden olduğu iddia edildi.

Bildiride, "AB Konseyi, bölgesel barış ve istikrarda Türkiye ve AB'nin ortak çıkarları doğrultusunda Türkiye ve tüm aktörlerin bölgesel krizlerin çözümüne olumlu katkı yapmasını beklemektedir." değerlendirmesinde bulunuldu.

YSM DIŞ HABERLER SERVİSİ

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER