Kendisini erbab-ı ekonomiden sayanların gözü ekonominin kalp atışlarını izlediğimiz monitörde. Oluşan grafiği fal bakarmışçasına kimi “üç vakte kadar bir uçak dolusu dolar geliyor” diyerek hayra yoruyor, kimi fincanın tabağını delen negatif değerleri görünce “eyvah ki eyvah” diyerek “söylemiim daha iyi bacım” suskunluğuna bürünüyor.

Meraklılar ve ‘ekonomiyi ben bilirim’cilerin ise tuzu kuru, her cümlede ülke ekonomisini kurtarıyor, Amerika ekonomisini batırıp, Rusya savaşının faturasını çıkarıyor.

Ama akşam eve giderken veresiye borcunu ödeyemediği kasabın köşesinden, bakkalın arkasından geçiyor o ayrı.

Hani kendi başını bağlayamayan gelin başı bağlarmış...

Ekonomi yazanların, yorumlayanların velhasıl asıl ekonomistlerin büyük çoğunluğunun ise bu hengâmede sesi kısık çıkıyor.

Eleştirseler, muhalif damgası yiyorlar, bu iyi deseler “yandaş mı oldun?” yaftasıyla lince uğruyorlar.

Ekonomi gibi rakam okuma sanatı olan bir dalda bile siyaset gözlüğünü takınca veriler yer değiştiriyor, mektepte öğrendiklerinin/öğrettiklerinin aksine uygulamaların çözüm olabileceğine dair fetvalara imza atan hocalar şaşırtıyor.

Bendeniz pinpon maçı izleyen seyirci gibi bir onun dediğine, bir bunun söylediğine bakarak doğruyu anlayabilme mücadelesinden bitap düştüm desem abartmış olmam.

Ekonomimizin sağlığını düzeltmek uğruna uygulamadığımız tedavi, pansuman, kocakarı tavsiyesi kalmadı ama gelenek değişmiyor; yeni paket açıklamak.

Şimdilerde Bakan Şimşek’in yeni programını anlamaya çalışıyoruz. Son yıllarda her yeni gelen bakanın paket/ler açıklamasına ve ne kadar isabet kaydettiklerini anlatmalarına alıştık da…

Haleflerin, seleflerinin paketleri konusunda pek takdir eden cümlelerini duyamadık ne hikmetse.

Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında Maliye, Merkez Bankası ve Hazine politikamızın artık kurallar manzumesinin tıkır tıkır işlediği, ani gelişen krizler ve ataklar karşısında A, olmadı B, yetmez ise C planlarının devreye girmesi gerekmez mi?

Saydığım kurumların şöyle yakından bakınca şapkanızın düşeceği devasa binalarının içerisinde çalışan uzmanların, danışmanların ve fiyakalı titrle yöneticilerin açıklardan gelen dalgayı kıyıya vurup harap etmeden görmeleri, önlem almaları gerekmez mi?

Neyse, biz gene “n’olcek şimdi” modumuza dönelim ve Bakan Şimşek’in ekonomi programına odaklanalım.

Bu kez açıklananların ‘paket’ olmayışına sevinerek programın üç temel bileşenine göz atalım “mali disiplinin tesisi, enflasyonun düşürülmesi için kademeli parasal sıkılaştırma ve yapısal reformlar” Her üçünün de aşina olduğumuz ve yıllar yılı her paketin ana mimarisini oluşturan kalemler olduğunu hatırlayanlardansınızdır sanırım.

Sadece enflasyonun düşürülmesi için son pakette reçete faiz indirmek olarak uygulamaya konulmuştu, şimdi parasal sıkılaştırma olarak çözüm yolu seçilmiş gözüküyor.

Sabır ve kanaatle çalışmaya devam edeceğiz!

Emeğimizin karşılığı sıfıra yakın rakamlarla fiyatlanacak...!

Aklımızın ortaya koyduğu fikirler eğilip bükülerek değersiz bulunacak...!

Özal “netce itibariyle” derdi, biz de paketler ekonomisine netice itibariyle şerbetliyiz efendim!

Tükenmeyen ümidimizle mücadeleye devam...!

Selam ve dua ile kalın!