Teknolojiyi desteği ile müşteri yolculuğunun bazı bölümlerini dijitalleştirme fırsatlarını belirlemek için üreticiler, performans analizleri yaparak, bu dijital dönüşümde iş kararlarını destekleyen eyleme geçirilebilir adımları belirleyerek süreçleri tekrar tasarlayarak otomotiv ekosisteminde öne geçebilirler.
Gelecekte üreticiler, aynı zamanda mevcut müşteri yolculuğunu daha hızlı değerlendirerek geleceğe dair bilgileri belirleyebilecek ve bu sayede belirli bir pazardaki değişen tüketici beklentilerine göre karşılaştırabilecekler.
Bu, sürecin hangi alanlarının belirli bir pazarın performansını etkilediğini anlamalarına da bütün bu dijitalleşme adımları gelecek için araç dizaynından tutun, model sınıf belirlenmesine kadar yardımcı olacak.
Bütün bunların yanında dijitalleşme performans unsurları arasında müşteri beklentileri ile beraber pazarın genel durumu, kuşak dağılımları ile gelir dağılımları ile diğer yasal düzenlemeler gibi değişkenlere bağlı olacak.
Özellikle global otomotiv üreticilerinin geleceği tasarlarken bölgeler ve ülkeler arasında doğrudan karşılaştırmalar yapmaması ve ürünlerin bölgesel tüketiciler bazında küçük ölçeklerde sunulması daha da önem kazanacak.
Üreticilerin otomotiv ekosistemine uyumunda, teknik yeteneklerinin dijitalleşme çabalarını destekleyip desteklemediğini araştırmaları da önemlidir.
Bir üretici firmanın bayi yönetim sistemi verilerine bağlanıp bağlanamayacağını veya hatta erişip erişemeyeceğini belirleyebilmek, etkili bir çözüm için gereklilikleri etkileyebilir. Gerçek iyileştirmeler ancak iki taraf birlikte çalışırsa yapılabilir.
Günümüzde bağlantılı araçların daha da artışı ile artık tüketicilerin mevcutta genelde telefon ile devam eden servis randevu alma sürecinin, araç içinden tek tuşla ile dijital servis randevusu alması yönünde ilerleyeceğini v e artacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
Teknolojik gelişmeler, sürücülerin artık bağlantılı bir aracın avantajlarından yararlanabilmesini sağlayarak sürüşü daha güvenli ve daha az stresli hale getiriyor. Bağlantının artması genel sürüş deneyimini iyileştirirken, araç artık büyük miktarda veri topluyor, işliyor ve üretiyor olacak.
Bu verilerin bir kısmı, üreticilerin servis ağları için fırsatlar sunarken, bu potansiyel müşterilerden yararlanmak ve son müşteri iletişimini kolaylaştırmak ve otomatikleştirmek çok önemli hale gelecek.
Otomotiv sektöründe müşteri sadakatinin yalnızca takip edilmesi gereken bir ölçüt değil, aynı zamanda başarının hayati bir itici gücü olarak daha öne çıkacağı bir döneme giriyoruz.
Üreticiler, yeni dönemde farklı segmentlerdeki sadakat oranlarını anlayarak, elektrikli araçlarla değişen ekosistemde müşteri sadakatiyle ilişkili maliyet tasarruflarını değerlendirerek ve uygulanabilir stratejiler uygulayarak, uzun vadeli büyüme ve kârlılığı destekleyen sürdürülebilir bağlı bir müşteri tabanı oluşturabilecekler.
Gelecek ekosisteminin oluşumunda; markanın başarısını artırmak ve müşterilerle kalıcı ilişkiler kurmak için verileri kullanmak daha da önemli olacak.
Araç verilerini bağlantılı araçlar ile edinirken aynı zamanda bayiler üzerinden de hem araç hem de müşteri verilerin aktığı bir hibrit yapının oluşması tüketici beklentilerini, sürüş tercihlerini de kapsayarak daha net çözümler üretmek mümkün olacak.
Müşteri sadakati gelecekte üreticilerin, mevcut müşterilerle ilişkileri geliştirerek onları marka portföyünde etkili bir şekilde kademelendirme yapabilmesi ve araç segmentlerini de buna göre sunmalarına imkan verecektir.
Ayrıca markalar, bekarlardan, ailelere ve çocukları evden ayrılanlara kadar çeşitli yaşam evrelerinden geçerken alıcılar ve aile birimleriyle birlikte büyütebilecekleri bir müşteri bağlılığı çağına yeni otomotiv ekosisteminde girecekler.
Bu yaşam evrelerinin her biri genellikle farklı araç türleri gerektirirken, üreticiler, çeşitli araç seçenekleri sunarak müşterilerin markaları bünyesinde kalmaları için yollar oluşturacak ve bu da yaşam boyu değer ve sadakat artışı sağlayacak.
Bu otomotiv içgörülerinden yararlanmak, üreticilerin müşteri tercihlerini öngörmelerine, ürün tekliflerinin otomotiv tüketici talebiyle uyumlu olmasını sağlamalarına ve uzun vadeli marka bağlılığını güçlendirmelerine yardımcı olacak, bu şekilde, portföyün farklı segmentlerindeki satışları artırmanın yanı sıra bir marka topluluğu duygusu da geliştirecek.