İSTANBUL-NURULLAH SARI(YSM) - İklim değişikliği, Atlantik Okyanusu’nun dengesini tehdit ediyor. Bilim insanları, küresel ısınmanın okyanus akıntılarını zayıflattığını ve ısı taşınımını bozduğunu belirtiyor.
Bu durum, Avrupa’da aşırı kışlara, yaz kuraklıklarına ve tropikal bölgelerde yağış rejimlerinin kaymasına yol açabilir.
Uzmanlara göre Atlantik’teki bu değişim, küresel iklim sistemi için kritik bir dönüm noktası olabilir.
Bu alanda yapılan yeni bir bilimsel araştırma, iklim değişikliğinin yeryüzündeki en kritik okyanus akıntı sistemlerinden biri olan Atlantik Meridyen Devir Daimi’nin (AMOC) 2100 yılından sonra tamamen çökebileceğini ortaya koydu.
Körfez Akıntısı’nı da kapsayan bu sistemin kapanması, Avrupa’yı şiddetli kışlara, yaz kuraklıklarına ve tropikal bölgelerde yağış düzenlerinin bozulmasına karşı savunmasız bırakacak.
Environmental Research Letters dergisinde yayımlanan bu çalışmaya, Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü (PIK) ve Hollanda Kraliyet Meteoroloji Enstitüsü’nden bilim insanlarının da katkı sağladığı belirtildi.
Dönüm noktası: Kuzey Atlantik’teki çöküş
AMOC, tropiklerden ısınmış yüzey sularını kuzeye taşıyıp, soğumuş yoğun suları güneye doğru daldırarak küresel iklimi düzenleyen bir ‘okyanus taşıma bandı’ işlevi görüyor.
Avrupa’nın nispeten ılıman kışlarını bu sistem sağlıyor. Ancak modeller, Kuzey Atlantik’te kış aylarında gerçekleşen derin konveksiyonun çökmesi ile zincirleme bir sürecin başladığını gösteriyor.
Atmosferin yeterince soğumaması nedeniyle okyanusun yüzeyinden ısı kaybı azalıyor, bu da dikey karışımı zayıflatıyor.
Daha sıcak ve hafif yüzey suları batamaz hale geliyor, kuzeye taşınan sıcak ve tuzlu su miktarı azalıyor. Buna paralel olarak, Grönland’dan ve diğer kaynaklardan gelen tatlı suyun artışı yüzeyin tuzluluğunu daha da düşürüyor. Böylece, kendi kendini besleyen bir geri besleme döngüsü başlıyor ve AMOC giderek zayıflıyor.
Konuya ilişkin açıklamada bulunan PIK araştırmacısı Stefan Rahmstorf, simülasyonlarda kritik eşiğin önümüzdeki birkaç on yıl içinde aşılabileceği vurgusunu yaparak, “Kritik eşik geçildikten sonra AMOC’un kapanması, kendi kendini güçlendiren süreçlerle kaçınılmaz hale geliyor. Modellere göre, Kuzey Atlantik’in taşıdığı ısının miktarı mevcut seviyenin %20’sinin altına, hatta bazı senaryolarda neredeyse sıfıra düşüyor. Kuzeybatı Avrupa’da sert kışlar, yaz kuraklıklarının artması, tropik bölgelerde yağış kuşaklarının kayması gibi sonuçlar doğuracak” dedi.
2100 sonrası risk daha da yüksek
Çalışmada kullanılan CMIP6 iklim simülasyonlarının, 2300– 2500 yıllarına kadar uzanan projeksiyonları içerdiği belirtildi. Dokuz yüksek emisyon senaryosunun tamamında AMOC’un derin devrilme sisteminin kapandığı görüldü.
Bazı orta ve düşük emisyon senaryolarında bile benzer sonuçlar ortaya çıktı.
Çalışmaya ilişkin konuşan araştırmanın baş yazarı Sybren Drijfhout, gözlemlerin bu tabloyla uyumlu olduğuna dikkat çekerek “Kuzey Atlantik’teki derin konveksiyon, son 5–10 yılda düşüş eğilimi gösteriyor. Bu bir doğal değişkenlik olabilir ama modellerin projeksiyonlarıyla örtüşüyor” diye konuştu.
Emisyonların hızla azaltılması şart
Mevcut modellerin Grönland’daki buz erimesiyle gelen ek tatlı su yükünü hesaba katmadığını, bunun da riski daha da artırabileceğinin altını çizen PIK araştırmacısı Stefan Rahmstorf “Emisyonların hızla azaltılması çok kritik. AMOC’nin tamamen durmasını engellemek için çok geç olabilir ama kapanma riskini önemli ölçüde azaltabiliriz” ifadelerini kullandı.
YSM HABER MERKEZİ