Enflasyonun kısa tarihini iyi anlamalıyız!

Enflasyon sınırlı kaynakların yanlış yönlendirilmesinin sonucu olarak etkinlik, adil gelir dağılımı ve büyüme gibi temel ekonomik hedeflerin elde edilmesini güçleştirir. Türkiye'de de yüksek enflasyon, uzun yıllardır başlı başına bir sorun olmaya devam etmektedir.

Türkiye, yüksek enflasyon ile ilk kez 1979-80 yılındaki ödemeler dengesi krizi ile tanışmıştır.

Ülkemizde enflasyon hedefleme strateji konusun- da ilk çalışmalar Merkez Bankası tarafından 2001 yılından itibaren başlamıştır. 2002-2005 yılından itibaren de örtük enflasyon hedefleme stratejisi uygulanmış, 2006 yılında ise açık enflasyon hedefleme stratejisine geçilmiştir.

Türkiye'de ise enflasyon hedeflemesi rejimi 2002–2005 yılları arasında “örtük enflasyon hedeflemesi” şeklinde uygulamaya konulmuş, 2006 yılından itibaren ise “(açık) enflasyon hedeflemesi rejimi” resmi olarak para politikası rejimi olarak benimsenmiştir.

Türkiyede her zaman ABD’de ise son aylarda yoğun bir şekilde gündeme gelen enflasyon konusunun geçmişinde ilginç detaylar var.

Bugün her ülkede kullanılan "çekirdek enflasyon" kavramının mucidi Arthur Frans Burns'dur. Fed tarihinin ilk doktoralı Başkanı olan Burns 1 Şubat 1970-31 Ocak 1978 aralığında 3 ABD başkanı ile çalışmış bir isim. Aynı zamanda resmi resesyon açıklaması yapan NBER'in bu geleneğinin de kurucusu. Dolayısı ile "business cycle yani ekonomik döngüler" konusunda çok çalışmış bir ekonomist.

1968 yılında Nixon'la beraber Beyaz Saray’a geçen Burns 1970 yılında da William McChesney Martin'in görev süresinin bitmesi ile Fed'in başına geçiyor.

Ve ilk bomba 1971 yılında Nixon'un altın dolar bağını kesmesi ile patlıyor. Bağın kopması doların değerini düşürürken emtia fiyatları başta olmak üzere ithalat enflasyonu patlıyor.

Ardından 1972-74 döneminde gıda fiyatları (buğday 143 Usd/bu'dan 635'e fırlıyor), 1973 sonunda OPEC ambargosu (ilk petrol şoku) vs gibi emtia şokları yaşanıyor.

Bu aslında Fed'in tamamen atıl kaldığı bir dönem değil. Örneğin o sırada yüzde 3,5'te bulunan politika faizi 1974 yazında yüzde 13,0 seviyesine çıkartılmış durumda. Ancak bu dinamiklerin üzerine Fed sıkılaştırması da gelince ekonomi resesyona giriyor.

Dönemin koşullarını ve düşünce tarzını anlamadan kararları değerlendirmemiz de söz konusu olmaz. Büyük Depresyonun anıları taze olmasa da literatürü hala baskın ve 1 nolu öncelik ne olursa olsun işsizlik oranının yüzde 4 civarında tutulması.

Burns enflasyonun sadece para politikası ile ilgili olduğunu düşünen bir isim değil. Özellikle sendika ve büyük şirketlerin fiyatlamada monopolistik güçlerinin enflasyona neden olduğuna inanıyor.

Yani aslında Nixon döneminde bir süre için devreye alınan fiyat ve ücret kontrolleri Burns'ün bu görüşünün bir eseri. Hatta bu kararlarda bir ay önce Nixon'un söz konusu stratejiyi ABD'yi sosyalistleştirme çabası olarak gördüğü bir konuşması da var.

Ardından emtia fiyatları, değişen beklentileri ve nihayetinde de kamu açıklarını sorumlu tutuyor. Ancak bu sucu başkasına atmaya yönelik strateji olmaktan ziyade entelektüel bir hata.

Zira Burns enflasyon dinamiklerinin karmaşık bir dünyada devamlı değiştiğine inanıyor. Bu nedenle de aslında Fed'in uygulayacağı para politikasının çok da etkili olmayacağı görüşünde.

İlk petrol krizinin ardından Burns konunun para politikası ile ilgisi olmadığını belirterek enflasyon endeksi içinde yüzde 11 payı olan petrol ve enerji fiyatlarının dışarıda tutularak tüketici enflasyonunun hesaplanmasını istiyor. Ekibi itiraz ettiğinde ise gerekirse başka birlerine bu hesabı yaptırabileceğini söylüyor.

Ardından gıda için de benzer bir durum oluşuyor. Kasırga ve gübre fiyatları üzerinden yükselen gıda fiyatlarının para politikası ile ilgisi olmadığından endeksten çıkartılarak yeni bir hesaplama yapılıyor. Yeni endeks gıda fiyatları olmayınca eskisine göre yüzde 25 daha hafif.

Bu noktaya kadar Roach Burns'e hak verse de Burns durmuyor. BW bitince altın fiyatları yükseldiği için mücevher fiyatları artıyorsa para politikası bu konuda ne yapabilir?

Derken orijinal endeksin yüzde 36'sı dışarıda tutulmasına rağmen enflasyon çift hane yükselişini sürdürüyor ve nihayetinde Burns bir daha atanmıyor. Sonrasını biliyorsunuz; Volcker Fed'in başına geçiyor ve bugünlere geliyoruz.

Powell'ın son toplantıda telaffuz ettiği "1970'ler vakası bir daha yaşanmaz" söylemi aslında bir bakıma doğru çünkü zaten o tarihte yapılan ayarlamaları baz alarak enflasyona bakıyoruz.

Yükselen 2. el araba, chip ve restoran fiyatlarını çıkardığınızda enflasyon yok. Bu kalemlerde normalleşme başladığında fiyat seviyesi daha yüksek olacak ancak trend sone erecek....

Kriz, faiz oranlarının düşürülmeye çalışılması üzerine, ekonomik birimlerin dövize yönelmesiyle başlamış, hızlı bir şekilde sermaye çıkışları yaşanmıştır.

Finansal kriz, reel sektörü de hızla etkilemiş ve ekonomik büyüme gerilemiştir.

Bu gelişmeler faiz ve enflasyon oranlarında çok hızlı artışlara neden olurken reel ücretler tekrar gerileme sürecine girmiştir.

2001'de yaşanan ekonomik kriz sonrasında tanımlanan bir istikrar programına girildiğini ifade eden yöneticiler, enflasyon konusunda yeter Türkiye 2022 yılında çift haneli enflasyona ulaşmıştır.

Çözüm bulmak zorlaşmıştır. Herkese kolay gelsin!

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.