banner79

Kritik karar bu hafta açıklanacak: Trump'ın gümrük vergisi diplomasisi Yüksek Mahkeme'de

Gümrük vergileri Trump'ın en büyük dış politika aracı ancak Yüksek Mahkeme durumu değiştirebilir. Karar hem küresel siyaseti hem ekonomiyi sarsabilir.

banner80
Kritik karar bu hafta açıklanacak: Trump'ın gümrük vergisi diplomasisi Yüksek Mahkeme'de
banner81

İSTANBUL-NURULLAH SARI(YSM) - ABD Başkanı Donald Trump, tarifeleri ya da bu tehdidi diğer ülkeleri kendi isteğine boyun eğdirmek için güçlü bir araç olarak görüyor. Trump, tarifeleri yalnızca ekonomik politikasının temeli değil, aynı zamanda ikinci döneminde dış politikasının da ana unsuru haline getirdi.

banner82

İthalat vergilerini savaş halindeki ülkelerden ateşkes sözü almak için bir baskı aracı olarak kullandı. Ülkeleri sınırlarından insan ve uyuşturucu geçişini engellemeye zorladı. Brezilya örneğinde, yargı sisteminin Trump’a yakın eski bir lideri yargılaması nedeniyle bu vergileri siyasi baskı amacıyla kullandı. Kanada ile yaşanan son gerilimde ise bir televizyon reklamını cezalandırmak için tarifelere başvurdu.

Bu hafta, ABD Yüksek Mahkemesi, Cumhuriyetçi başkanın uyguladığı birçok tarifenin federal yasaları aşıp aşmadığını değerlendirecek. Mahkemenin Trump aleyhine karar vermesi, dış politikasında sıkça kullandığı bu hızlı ve sert baskı aracını sınırlayabilir veya tamamen ortadan kaldırabilir.

AP'de yer alan habere göre, Trump, ABD tarihinin en önemli davalarından biri olarak gördüğü bu süreçle ilgili giderek artan bir endişe ve gerginlik içinde konuşuyor. Yüksek Mahkeme’nin alt mahkeme kararlarını bozmazsa bunun ABD için “bir felaket” olacağını savunuyor. Ayrıca, alışılmadık bir şekilde duruşmalara bizzat katılabileceğini de belirtti.

Adalet Bakanlığı, tarifeleri savunurken Trump’ın bunları geniş kapsamlı bir şekilde kullandığını vurguladı. Bakanlığa göre ticari yaptırımlar, başkanın dış ilişkiler konusundaki yetkisinin bir parçası ve mahkemeler bu alanda başkanı sorgulamamalı.

Bu yılın başlarında iki alt mahkeme ve Federal Temyiz Mahkemesi’nin çoğunluğu, Trump’ın Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası’na (IEEPA) dayanarak tarife belirleme yetkisine sahip olmadığına karar verdi. Anayasa’ya göre bu yetki Kongre’ye ait. Ancak bazı muhalif yargıçlar, 1977 tarihli yasanın başkana acil durumlarda ithalatı düzenleme konusunda geniş bir takdir yetkisi tanıdığını savundu.

Mahkemeler, Yüksek Mahkeme karara varana kadar tarifelerin yürürlükte kalmasına hükmetti. Bu süreçte Trump, tarifeleri hem ticaretle doğrudan ilgili hem de ilgisiz konularda diğer ülkelere baskı aracı olarak kullanmayı sürdürdü.

Beyaz Saray sözcüsü Kush Desai yaptığı açıklamada, “Başkan Trump, Kongre tarafından kendisine verilen IEEPA kapsamındaki yetkileri ulusal acil durumları yönetmek ve ülkenin güvenliği ile ekonomisini korumak amacıyla yasal biçimde kullanmıştır. Yüksek Mahkeme’den bu konuda nihai bir zafer bekliyoruz,” dedi.

Çoğu başkan tarifeleri dış politika aracı olarak kullanmadı

Atlantik Konseyi Uluslararası Ekonomi Başkanı Josh Lipsky’ye göre modern dönem başkanları dış politika ve ulusal güvenlik hedefleri için genellikle finansal yaptırımlara, yani varlık dondurma veya ticaret kısıtlama önlemlerine başvurdu. Tarifeler bu amaçla nadiren kullanıldı.

Başkanların tarifeleri uygulayabileceği başka yasalar da bulunuyor, ancak bu yasalar aylar süren bürokratik süreçler gerektiriyor.

Trump ise IEEPA’yı dayanak göstererek çok daha hızlı ve dramatik şekilde hareket ediyor. Emirnamelerle yeni vergi oranları getiriyor ve sosyal medyada tehdit mesajları paylaşıyor. Ekim ayı sonunda, Ontario eyaletinde yayımlanan bir anti-tarife reklamına öfkelenince yeni ithalat vergileri uygulamakla tehdit etmişti.

Lipsky “Başkanlar genellikle tarifeleri neşter gibi kullanır, Trump ise onları balyoz gibi kullanıyor” dedi. Lipsky’ye göre Trump, tarifeleri ulusal güvenlik ve dış politika gündeminin merkezine yerleştirdi. “Her şey birbiriyle bağlantılı ve tarifeler bunun kalbinde yer alıyor” diye konuştu.

Örneğin bu yılın başlarında Trump, Avrupa’dan yapılan ithalata yüzde 30 oranında tarife uygulamakla tehdit etti. Göreve gelmeden önce bu oran yalnızca yüzde 1,2 idi. Avrupa Birliği, Trump’ın NATO’ya desteğini ve Ukrayna’nın güvenlik garantilerini sürdürmesi karşılığında tarifeleri yüzde 15’te sabitleyen bir anlaşma yaptı.

AB Komisyonu, işletmeler ve üye ülkeler tarafından “fazla taviz verdiği” gerekçesiyle eleştirildi. Ancak Ticaret Komiseri Maroš Šefčovič, anlaşmayı “sadece ticaretle ilgili değil, güvenlikle ve Ukrayna’yla ilgili bir mesele” olarak savundu.

Lipsky, “Trump, tarifeleri yalnızca ticari değil, genel anlamda daha iyi anlaşmalar elde etmek için kullanabildi,” dedi ve ekledi: 

“Ancak bu yaklaşım aynı zamanda tepki de doğurabiliyor.”

Yüksek Mahkeme kararı hem küresel siyaseti hem ekonomiyi sarsabilir

Trump’ın tarifeleri dış politika aracı olarak agresif şekilde kullanması, ABD’nin hem müttefikleriyle hem de rakipleriyle ilişkilerini sarstı. Bazı ülkeler daha korumacı politikalara yönelirken, bazıları serbest ticaretin savunucusu rolünü üstlenmeye çalışan Çin ile ilişkilerini güçlendirmeye çalıştı.

Bu tarifelerin ekonomik etkisi de hissediliyor. Bazı şirketler artan maliyetleri fiyatlara yansıtırken, bazıları vergi oranlarının nasıl şekilleneceğini görmek için beklemeyi tercih ediyor.

Tarifeler, geleneksel olarak yalnızca ticaret uygulamalarını düzenlemek amacıyla kullanılıyordu.

ABD Ticaret Temsilciliği yetkilisi Emily Kilcrease “Başkan Trump’ın bunları kullanma biçimine benzer bir örnek tarihte yok" diye konuştu. Kilcrease, “Trump’ın tarifeleri kullanma şekli, yabancı bir hükümeti tutum değiştirmeye zorlamak için ekonomiye yönelik kapsamlı bir saldırıya benziyor” ifadelerini kullandı.

Buna karşın davanın sonucunun kesin olmadığını belirten Kilcrease, IEEPA’nın başkana “geniş ve esnek acil durum yetkileri” tanıdığı için Yüksek Mahkeme’nin Trump lehine karar verebileceğini söyledi.

Yüksek Mahkeme, bugüne kadar Trump’ın yürütme yetkilerini geniş biçimde kullanmasına sınırlama getirme konusunda isteksiz davrandı.

Mahkeme Trump’ın yetkilerini kısıtlarsa, bazı ülkeler Trump yönetimiyle yakın zamanda imzaladıkları ticaret anlaşmalarını yeniden müzakere etmeyi gündeme alabilir. Ancak bu, diğer dış politika ve ekonomik öncelikleri olumsuz etkileyebileceği için siyasi açıdan riskli bir adım olabilir.

Kilcrease, yönetimin tarifeleri başka yasalar kapsamında gerekçelendirmeye çalışabileceğini, ancak bunun süreci daha karmaşık ve bürokratik hale getireceğini belirtti. “Bu durum, tarifelerin tamamen ortadan kalkacağı anlamına gelmez" değerlendirmesinde bulundu:

“Sadece süreci biraz yavaşlatır.”

YSM HABER MERKEZİ

banner83
banner84

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner71

banner72

banner73

banner68

banner69

banner70