banner79

Cumhurbaşkanı Erhürman: Kimse bu Ada'da Kıbrıs yokmuş gibi davranma hakkına sahip değil

KKTC’nin 42’nci kuruluş yıl dönümü törenlerinde Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ve Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kıbrıs Türk halkının “egemen eşitlik” vurgusunu yineleyerek “Kimse bu adada Kıbrıs Türk halkını yok sayamaz” mesajı veriyor.

banner80
Cumhurbaşkanı Erhürman: Kimse bu Ada'da Kıbrıs yokmuş gibi davranma hakkına sahip değil
banner81

İSTANBUL-NURULLAH SARI(YSM) - KKTC’nin 42'nci kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen resmi törende konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, "Cumhuriyet Bayramı'nı kutladığımız bu günde cumhuriyet değerlerini bize miras bırakan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün anısı önünde bir kez daha halkım adına saygıyla eğiliyorum. Kardeş ülkemiz bütün adanın garantör ülkesi olan Türkiye Cumhuriyeti'nin her zaman yanımızda hissettiğimiz desteğiyle herkes ve bütün dünya bilmelidir ve bilecektir: Hiç kimse bu Ada'da Kıbrıs Türk halkı yokmuş gibi davranma hakkına sahip değildir. Kıbrıs Türk, halkı en zor koşullarda vardı, tırnaklarını bu adaya geçirmişti. Bugün vardır ve gelecekte de hep var olacak. Cumhuriyet Bayramı'nızı yürekten kutlarım” dedi.

KKTC’nin 42’nci kuruluş yıl dönümü kutlamaları, KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın Cumhurbaşkanlığı’ndaki tebrik kabulüyle başladı.

Kabule; KKTC Başbakanı Ünal Üstel, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Başkanvekili Celal Adan, AK Parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş katıldı.

banner82

Kabulün ardından Lefkoşa Atatürk Anıtı’nda tören düzenlendi. Törende sırasıyla Cumhurbaşkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın çelenkleri anıta sunuldu. Ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla bayraklar göndere çekildi. Tören, KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, Türkiye Cumhurbaşkanlığı’nı temsilen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Milli Savunma Bakanlığı Temsilcisinin anıt özel defterini imzalamasıyla sona erdi.

Saatler 10.00’u gösterdiğinde Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda resmi geçit töreni düzenlendi. Tören İstiklal Marşı'nın okunmasıyla  ile başladı. Cumhurbaşkanı Erhürman tören arabasına binerek vatandaşların Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik etti. Erhürman ve Yılmaz arasındaki mesaj teatisinin ardından Lefke ve Erenköy’den getirilen bayraklar, Cumhurbaşkanı Erhürman’a atletler tarafından teslim edildi.

"Tüm dünya bilsin ki Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk halkının yanındaydı, bugün de yanındadır, her koşulda yanında olmaya devam edecektir”

Ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’nı temsilen konuşmasını yaptı. Yılmaz, şunları söyledi:

"KKTC’nin kuruluşunun 42’nci yıl dönümü vesilesiyle bu bayram coşkusunu sizlerle paylaşmaktan büyük bir onur, mutluluk duyuyorum. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ve kalpleri Kıbrıs Türk halkıyla atan milletimizin sizlere selamlarını, sevgilerini, bayram tebriklerini iletiyorum. 15 Kasım Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Çevresinde çeşitli jeopolitik gerilimler ve çatışmalar yaşanırken Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) varlığıyla Kıbrıs, Akdeniz'de bir istikrar adası olmuştur. Gazze başta olmak üzere, bölgemizde ve dünyada yaşanan birçok insani trajedi, Kıbrıs davasında elde edilen kazanımların müstakil bir devlete ve siyasi eşitliğe sahip olmanın ne kadar değerli olduğunu bugün çok daha net bir şekilde ortaya koymaktadır. Elbette ki adanın tamamına yönelik olarak herkesin faydasına olacak iş birliklerine, eşit siyasi egemenlik temelinde olumlu yaklaşıyoruz. Birleşmiş Milletler (BM) zemininde belirlenen alanlarda somut adımlar atılmasını bekliyoruz. Tüm dünya bilsin ki ana vatan ve garantör Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk halkının 20 Temmuz 1974’te, 15 Kasım 1983’te yanındaydı, bugün de yanındadır, yarın ve ilelebet, her koşulda yanında olmaya devam edecektir. Bugün burada yan yana duran ay yıldızlı bayraklarımız, birlikte atan kalplerimizin, tasada ve kıvançta birliğimizin, omuz omuza yürüdüğümüz güçlü, güvenli ve müreffeh geleceğimizin en büyük nişaneleridir.

"Rum tarafının çözüm iradesi bulunmadığı açıktır"

Rum tarafının ortaklık silah zoruyla ortadan kaldırmasının üzerinden 62 yıl geçti. Bu uzun süreçte 1968’den bu yana yürütülen müzakerelerde adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir barış için samimi irade ortaya koyan taraf daima Kıbrıs Türk tarafı oldu. Tüm baskılara ve haksızlıklara rağmen barış arayışımızdan vazgeçmedik. Adanın iki asli unsurunun eşitlik temelinde bir arada yaşayabileceği bir düzen için çaba gösterdik. Geçmiş birçok tecrübenin ışığında, Rum tarafının çözüm iradesi bulunmadığı açıktır. Adanın ortak sahibi olan Kıbrıs Türk halkıyla siyasi gücü ve refahı, eşitlik temelinde paylaşmaya hiçbir dönemde razı olmadılar. Kıbrıs Türk halkını kendi yapılarına eklemlenecek bir topluluk, siyasi eşitliğe sahip olmayan bir azınlık gibi görme anlayışıysa hiç değişmedi. Adada adil, kalıcı ve sürdürülebilir çözümün yolu Kıbrıs Türk halkının özden gelen hakları olan egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün uluslararası toplum tarafından tescil edilmesinden geçmektedir. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımız BM Genel Kurulu'na hitaplarında son dört yılda dört defa uluslararası toplumu KKTC'yi tanımaya, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet ettiler. Kıbrıs Cumhuriyeti adını gasp eden Rum tarafı 60 yıldır kendi sorumluluklarını gizlemeye ve Kıbrıs Türk halkına yönelik haksızlıkları derinleştiren bir tutumu sürdürmeye devam etmektedir. Son 20 yıldır bu yaklaşımı AB üyeliklerini tek taraflı politik bir araca dönüştürerek daha da pekiştirmişlerdir. Zira Kıbrıslı Türklerin eşit ve egemen ayrı bir halk olduğunu kabullenmek istemedikleri gibi, KKTC’nin ana vatan ve garantör Türkiye’yle gönül ve ülkü birliği içinde olmasından da rahatsızlık duymaktadırlar. Herkes bilsin ki Kıbrıs Türk halkının davası, bizim de davamızdır. Ortak milli davamızı savunmayı ve KKTC’nin hak ettiği konuma ulaşması için kararlılıkla gece gündüz çalışmayı sürdüreceğiz.

"KKTC’nin her alanda kalkınması için el birliğiyle çalışmaya devam edeceğiz"

Fikir ve gönül birliği içinde hareket ettiğimiz sürece üstesinden gelemeyeceğimiz zorluk, aşamayacağımız engel yoktur. Kıbrıslı Türkler, haksız izolasyonlarla yıldırmaya çalışılsa da bizler KKTC’nin her alanda kalkınması için el birliğiyle çalışmaya devam edeceğiz. Bu çabamız Kıbrıs Türk halkının yaşam standartlarını yükseltmek, egemen bir devlet olarak KKTC'nin güvenliğini, istikbalini ve refahını ilelebet güvence altına almak içindir. Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ve Türk halkı yanınızdadır. Her zaman da yanınızda olmaya devam edecektir.”

Tufan Erhürman: "Bizden önceki nesillerin mücadelesi yolumuzu aydınlatmaktadır"

KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman’ın konuşmasından öne çıkanlar ise şöyle:

"KKTC’nin 42’nci yıl dönümünde hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Kıbrıs Türk halkının bu adadaki varlığını, kimliğini, bu haklarını koruma mücadelesi on yıllardır aralıksız biçimde devam etmektedir. Bizden önceki nesiller bu mücadeleyi bugünkünden çok daha zor koşullarda vermişler, çok ağır bedeller ödemişlerdir. Onların mücadelesi bugün bizlerin yolunu aydınlatmakta, bizden sonraki nesillere varlığımızı bugünkünden çok daha iyi koşullarda sürdürecekleri bir ülkeyi miras bırakma azminizi ve kararlılığınızı arttırmaktadır. Biz, bizden öncekilerin bize bıraktığı mirası geliştirerek bizden sonrasına aktarmakla yükümlüyüz. Bunun için varlığımızı, kimliğimizi korumak, geliştirmek, bu topraklara her gün daha fazla kök salmak, çocuklarımızın hak ettikleri şekilde uygar, insan onuruna yaraşır hayat sürecekleri, dünyanın gelişmiş ülkelerindeki çocukların sahip oldukları hak ve olanaklara sahip olacakları, dünyayla buluşacakları koşulları yaratmak boynumuzun borcudur. Eşitlik, özgürlük, hukukun üstünlüğü, demokrasi, refah, güvenlik ve barış tüm halkların olduğu gibi, Kıbrıs Türk halkının da hakkıdır.

"Kıbrıs Türk halkı hiçbir dönemde masadan kaçan taraf olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır"

Kimileri KKTC’nin kurulmasını ve varlığını, Kıbrıs Türk halkının çözüm arayışlarından vazgeçmesinin dünyaya sırtını dönme iradesinin bir delili olarak gösterme çabalarına devam etmektedir. Oysa KKTC’nin ilanına ilişkin 15 Kasım 1983 tarihli Bağımsızlık Bildirgesi, Kıbrıs Türk halkının KKTC kurulurken sergilediği iradeyi açık biçimde ortaya koymakta ve görmek isteyen herkese gerçeği göstermektedir. Kıbrıs Türk halkı hiçbir dönemde masadan kaçan taraf olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Ancak masadan kaçmak başka bir şey, masaya hapsolmayı kabul etmek başka bir şeydir. Kıbrıs Türk halkı sonu gelmeyen ya da başarısızlıkla sonuçlanacağı baştan belli olan müzakere masalarını değil, adada ve bölgede istikrara ve barışa hizmet edecek kalıcı bir çözümü istemektedir. Bütün dünya bilmelidir ki Kıbrıs Türk halkı bu adadaki iki eşit kurucu ortaktan biridir. Kıbrıs Rum halkının bu adada ne kadar egemenlik hakkı varsa Kıbrıs Türk halkının da o kadar egemenlik hakkı vardır. Ve Kıbrıs Türk halkı egemenlik ve eşitlik haklarının ihlal edilmesine, görmezden gelinmesine, yok sayılmasına asla izin vermeyecektir.

"Kendi halkımızın hak ve çıkarlarının ihlal edilmesini asla içimize sindirecek değiliz"

Bizim Kıbrıs Rum halkının hak ve çıkarlarında gözümüz yoktur. Ama bilinmelidir ki kendi halkımızın hak ve çıkarlarının ihlal edilmesini de asla içimize sindirecek değiliz. Kıbrıs Türk halkı dün olduğu gibi bugün de hakkı olandan fazlasını talep etmemekte, hiç kimsenin hakkına göz dikmemekte ama hakkından azına da asla rıza göstermemektedir. Bu sorunun çözüm yolu elbette diyalog, diplomasi ve müzakeredir. Aynı yolu yürüyerek farklı bir sonuca ulaşmak mümkün olamayacağına göre yaşadıklarınızdan ders çıkarmak ve yöntemleri değiştirmek şarttır. Kıbrıs Türk halkı siyasi eşitliğinin pazarlık ya da al-ver konusu yapılacağı, zaman sınırlaması olmayan, bugüne kadarki müzakere süreçlerinde defalarca teyit edilmiş yakınlaşmaların yok sayılacağı ve daha önce yaşanmış olduğu ve en açık biçimiyle Annan Planı referandumlarında görüldüğü gibi uzun bir sürecin sonunda Kıbrıs Rum toplumunun liderliğinin redci tutumuyla karşılaşması halinde, hiçbir şey olmamış gibi bugünkü statükoya geri dönülecek bir süreci kabul etmemektedir. Bunlar lanse edilmeye çalışıldığı gibi benim ya da Kıbrıs Türk halkının ön şartları değildir. Bunlar çözüm iradesine sahip ve bu iradesini defalarca kanıtlamış olmasına karşın, çözümün gerçekleşmesini sağlayamamış bir halkın bunca yıllık deneyimden sonra ortaya koyduğu çözüm metodolojisinin unsurlarıdır. Çözüm isteği konusunda samimiyet varsa bu böyle kabul edilmelidir.

"Kimse bizi görmezden gelemeyecek, yok sayamayacaktır, dünyayla buluşmamızı kimse engelleyemeyecektir"

Müzakere masasının kurulmasını sağlayacak koşullar olgunlaşana kadar görüşülmesi gereken çok konu ve bunların görüşüleceği masalar vardır. Eğer henüz müzakere masası kurulamadıysa adadaki iki halkın günlük hayatlarını kolaylaştırmaya, güvenin tesis edilmesine, çözüm atmosferinin yaratılmasına, kazan-kazan ilkesi çerçevesinde ilerideki çözüme katkıda bulunacak biçimde iş birliklerinin ve çözümlerin üretilmesine yönelik görüşme masasında olacağız. Ama masa dışında da bir dünya var. Ve benim halkımda tüm halklar gibi dünyayla buluşma hakkına sahiptir. Çözüm iradesine sahip olan ve bu iradeye sahip olduğunu defalarca kanıtlamış Kıbrıslı Türklerin çözümsüsüzlüğün bedelini ödemeye mahkum edilmesini adil bulmamızı, bunu içimize sindirmemizi kimse bizden beklemesin. Kıbrıs türk halkı soğukkanlıdır, sabırlıdır ama aynı zamanda kararlıdır. Bu halk en zor koşullarda vardır. Bugün vardır. Yarın da var olacaktır. Kimse bizi görmezden gelemeyecek, yok sayamayacaktır, dünyayla buluşmamızı kimse engelleyemeyecektir. Bu zorlu mücadelemizde adanın tamamının garantörü olan Türkiye Cumhuriyeti'nin dün olduğu gibi bugün de her koşulda yanınızda olduğunu, sarsılmaz kardeşlik bağlarımız çerçevesinde gelecekte de kayıtsız, şartsız yanımızda olacağını bilmek bizim en büyük güvencemizdir. Bu vesileyle kısa bir süre önce devlet geleneklerimiz doğrultusunda göreve başladıktan sonraki ilk ziyaretimi gerçekleştirdiğim Türkiye'de görüştüğüm Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz ve Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’a nazik misafirperverlikleri için bir kez de huzurlarınızda yürekten teşekkür etmek istiyorum.

"Hiç kimse bu Ada'da Kıbrıs’ta yokmuş gibi davranma hakkına sahip değildir"

Cumhuriyet Bayramı'nı kutladığımız bu günde cumhuriyet değerlerini bize miras bırakan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün anısı önünde bir kez daha halkım adına saygıyla eğiliyorum. Kardeş ülkemiz bütün adanın garantör ülkesi olan Türkiye Cumhuriyeti'nin her zaman yanımızda hissettiğimiz desteğiyle herkes ve bütün dünya bilmelidir ve bilecektir: Hiç kimse bu Ada'da Kıbrıs Trük halkı yokmuş gibi davranma hakkına sahip değildir. Kıbrıs Türk halkı en zor koşullarda vardı, tırnaklarını bu adaya geçirmişti. Bugün vardır ve gelecekte de hep var olacak. Cumhuriyet Bayramı'nızı yürekten kutlarım."

Tufan Erhürman’ın konuşmasının ardından tören, resmi geçitle sona erdi. Törenin ardından CHP Lideri Özel, Kıbrıs gazileriyle fotoğraf çekildi.   

YSM HABER MERKEZİ

banner83
banner84

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner71

banner72

banner73

banner68

banner69

banner70