İSTANBUL-NURULLAH SARI(YSM) - Avrupa, ABD ile Rusya arasında sıkışmış durumda ve son birkaç yılın ikinci çağ değiştirici olayını yaşıyor.
İlki, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa kıtasındaki ilk büyük kara savaşı olan Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik topyekûn işgaliydi. İkincisi ise, Avrupa yetkilileri ve uzmanların söylediğine göre, ABD’nin kıtanın güvenliğine olan bağlılığını terk etmesi.
Yetkililer, Başkan Donald Trump’ın temel amacının Ukrayna’da barış sağlamak değil, NATO ve Avrupa Birliği’ni aktif olarak zayıflatmaya çalışan Rusya ile yakınlaşmak olduğunu; bunun da Avrupa’nın güvenliğini tehlikeye atacağını savundu.
Ve Trump’ın “çürüyen” olarak nitelediği Avrupa’ya yönelik küçümseyici tavrı çok dikkat çekmiş olsa da Avrupa liderlerini bekleyen sorun bununla sınırlı değil. Liderler, güvenliklerini korumaya ve Ukrayna’ya yardım etmeye çalışırken bütçe açıkları, kötüleşen kamuoyu ve aşırı sağın yükselişi gibi zorluklarla da mücadele ediyor.
Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in muhafazakâr partisinde üst düzey bir milletvekili olan Norbert Röttgen, şunları söyledi:
“II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana ilk kez Amerika, Avrupa’da savaş ve barış meselesinde bizim tarafımızda değil. Saldırganla, saldırıya uğrayan ülkenin ve genel olarak Avrupa güvenlik çıkarlarının aleyhine olacak şekilde saf tuttu. NATO ile Rusya arasında arabuluculuk yapmak istiyor; bu da ABD’nin kendisini artık NATO’nun lider üyesi olarak görmediği ve Avrupa’yı stratejik bir hedef olarak tanımladığı anlamına geliyor”
Ukrayna’nın geleceği tartışmanın kalbinde yer alıyor. Trump, savaşı büyük ölçüde Rusya’nın şartlarına dayanan bir anlaşmayla sona erdirmeye çalışırken, Avrupalılar Ukrayna’nın kendi güvenlikleri açısından kritik olduğuna inanıyor ve daha iyi bir uzlaşma için Kiev’in mücadele etmesini teşvik ediyor.
Bu hafta yeniden Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile görüşen Avrupa liderleri, şu ana kadar Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in hamle yapmamasından ve Trump’ın savaşı bitirme girişimine direnmeye devam ediyor olmasından memnun. Bu da Avrupa’nın desteğiyle Ukrayna’nın savaşı sürdürmesi gerektiği anlamına geliyor.
Riskler bu kadar büyükken, Avrupa’nın inandırıcı bir karşı ağırlık olabilmek için yapması gereken çok şey var.
Yorgun bir Avrupalı yetkilinin dediği gibi: “Öfke eğlenceli olabilir ama bir politika değildir”
Washington’ın düşmanca tutumu bir yana, Avrupa başka acil krizlerle de yüzleşiyor.
NATO komutanları, 2029’u Rusya’ya karşı inandırıcı bir konvansiyonel caydırıcılık geliştirmek için son tarih olarak görüyor ancak Moskova’nın ittifakın uyumunu bundan daha önce test edebileceğinden endişe ediyor.
Bu nedenle Avrupa liderlerinin, bir yandan Ukrayna’ya destek için gerekli parayı hızla bulmaları, diğer yandan da kendi savunmalarını güçlendirmeleri; ulusal bütçelerin sıkışık, borçların yüksek olduğu bir dönemde kritik Amerikan askeri teknolojilerinin yerini almaları gerekiyor.
Aynı zamanda Avrupalı liderler, kendi kamuoyunu, Ukrayna’yı savunmanın bedeline değer olduğuna ve militarize, emperyalist bir Rusya’yı durdurmanın daha fazla askeri harcama ve daha büyük ordular gerektirdiğine ikna etmeleri gerektiğini biliyorlar.
Ve Trump yönetiminin yeni ulusal güvenlik stratejisinde açıkça destekleyeceğini söylediği Avrupa’daki popülist, milliyetçi aşırı sağ partilerle mücadele etmek için daha fazlasını yapmaları gerekiyor.
Ukrayna ve Avrupa güvenliği konusunda Washington’la yaşanan mücadelede kritik bir an, gelecek hafta AB liderlerinin yıl sonu zirvesinde gelecek. Liderler burada, Ukrayna’yı iki yıl boyunca finanse etmek ve savaşı sürdürmesini sağlamak için gerekli yaklaşık 200 milyar doları nasıl toplayacaklarına karar vermek zorunda.
Dondurulan Rus varlıklarına ilişkin tartışmalar sürüyor
Avrupa’da dondurulan yaklaşık 210 milyar euro değerindeki Rus varlıklarının kullanılmasıyla ilgili tartışma karmaşık. Bu varlıkların çoğu Belçikalı bir şirkette tutuluyor ve Belçika hükümeti, Rus tehditleri nedeniyle bu varlıkları riske atmak istemiyor. ABD’li yetkililer, Washington’ın önerdiği Ukrayna anlaşmasının bir parçası olarak Rusya’nın varlıklarının iadesini gördüğü için Belçika’nın direnmesini teşvik etti. Ayrıca maliye bakanları ve Avrupa Merkez Bankası, Avrupa’nın ve euronun güvenli bir rezerv olarak itibarının zarar görebileceğinden endişe ediyor.
Merz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, diğer Avrupa ülkelerinin Belçika’ya yeterli siyasi koruma sağlayacağını söyleyerek Belçika’ya baskı yaptı.
Röttgen, “Bu Avrupa için bir hakikat anı. Teknokratlar bundan hoşlanmıyor ve haklı gerekçeleri var, ancak bu hukuki inceliklerin değil, siyasi iradenin önemli olduğu bir an. Başarısız olursak kendimizi önemsizleştirir, başkalarının oyuncağı haline getiririz” şeklinde konuştu.
Eğer varlıklar kullanılamazsa, Birleşik Krallık da dahil olmak üzere büyük Avrupa ülkeleri Ukrayna’yı finanse edecek ölçekte bir kredi yaratmak için AB dışında birlikte hareket etmek zorunda kalacak. Bu, hem pahalı hem de siyasi açıdan zorlu bir ihtimal.
Avrupalılar Ukrayna’yı destekleme konusunda ne kadar kararlı olsalar da, ABD’nin Rusya üzerindeki ekonomik baskıyı artırmadığı bir senaryoda savaşı bitirecek kendi stratejilerine sahip değiller ve Trump bunu yapmaya isteksiz.
Avrupalı yetkililerin söylediğine göre daha da önemlisi, Ukrayna’nın müzakere edilmiş bir çözümde alacağı güvenlik garantilerinin niteliği. Güçlü bir güvenlik garantisi, Ukrayna’nın belli topraklarından vazgeçmeyi kabul etmesi için en iyi teşvik, ancak şu ana kadar ABD ne buna dair ayrıntılı bir taahhütte bulundu ne de bunu uygulamaya çalışacak Avrupa güçlerini desteklemeye hazır olduğunu gösterdi.
Ve Putin, bir anlaşma sonrasında bile NATO ülkelerinin Ukrayna’da asker bulundurmasını defalarca reddetti.
Avrupa liderleri, Ukrayna, Avrupa ve ABD yetkililerini bir araya getirerek Rusya’ya sunacak ortak bir barış teklifini oluşturmak için bir toplantı önermeyi planlayarak Trump’ın Zelenski üzerindeki baskısını yavaşlatmayı umuyor. Zelenski, Ukrayna’nın barış planını büyük ihtimalle çarşamba günü ABD’ye göndereceğini söyledi.
YSM HABER MERKEZİ