Bayram tatillerinin uzatılmasının ekonomik sonuçları bilinmiyor mu?

Bakanlar Kurulu sonrasında Cumhurbaşkanı televizyonlardan halka seslenerek yine ve yeniden tatil süresini belirledi. Cumhurbaşkanının açıklamasıyla bu tatilin 9 gün olacağı anlaşıldı.

Böylece ülkemizde yine bir tatil süresinin uzatılması klasiği yaşandı.

Ayrıca Kurban Bayramı tatil süresinin artırılmasıyla beraber klasik olarak uygulanmasına devam edilen ve tatil süresi boyunca TCK yönetimindeki otoyollardan ve köprülerden geçişlerde ücret alınmayacağı müjdesi de verildi.

Şimdi bu müjdeyi, her zaman olduğu gibi, belediyelerin otobüs, metrobüs, metro ve tramway gibi toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanma kararları izleyecek. Aynı şekilde müze ve ören yerleri gibi bazı ziyaret alanlarına ücretsiz giriş imkânı verilecek.

Hemen her yıl bir dini veya milli bayramın süresi ara gün veya günler nedeniyle uzatılıyor. Bu artık bir beklenti haline geldi, hükümetlerin siyasi sermayelerine eklediği bir lütuf oldu, doğal olarak beklenti içindeki vatandaşın da vazgeçilmezine dönüştü.

Tatilin günlerimizin bol olduğu, yetmiyormuş gibi idari kararlarla da tatillerin sürekli uzatıldığı bir ülke olarak anılmaktayız. Şöyle farklı bir açıdan bakıldığında bunun çok da doğru olmadığını ve yıllardır keyfi uygulama olarak değerlendirdiğimi söylemek isterim.

Çünkü, ülkemizin ekonomi tablosu ve gelir-gider matematiği ortada…İnsanların bu durumda kendi akıllarıyla kontrol edebileceği gelecek planlarını ekonomik ve yaşam anlamında iyi yapmalarını çok önemli buluyorum. Bu beklentimi birkaç başlıkta açıklamak isterim….

Tatillerin uzaması başta sanayi olmak üzere üretimde kayıp anlamına gelir

Biliyoruz ki bu tür tatillerin uzatılma kararları milyonlarca çalışanımızın üretim yapmaması anlamına geliyor. İşverenler ve çalışanlar fazla mesai uygulamasıyla karşı karşıya kalıyor.

Aslında şöyle bir hesap yapılsa, milyonlarca çalışanın bir yılda milyonlarca gün çalışmadığının ekonomik verilerinin maliyetleri çıkarılsa… Kim bilir hangi kayıplara sebep olduğunu anlarız.

Mesela, ihracat hedefinde mi sapma var, milli gelirde mi kayıp var gibi daha bir çok veriler daha iyi açıklanmış olur…

Uzun tatiller birim üretim maliyetlerini yükseltiyor...

İş dünyasının ve özellikle üretimin içinde olanlar bilirler ki kuruşlarla ifade edilen birim üretim maliyetlerinin düşürülmesi çok önemli. Oysa bu karar ile doğal olarak birim maliyetleri artmış oluyor. Lütfen, ekonomistlerin ve hesap uzmanlarının görüşlerini, araştırmalarını detaylı inceleyiniz.

Otoyolların ve köprülerin bedava olması ekonomiye haksızlıktır!

Ülkemizde sayıları her gün artan, ulaşımda kolaylık sağlayan köprülerden ve otoyollardan geçiş ücretli. Bu ücretler de Yap-İşlet-Devret mevzuatı çerçevesinde yapımı üstlenmiş yerli veya yabancı firmalara ödeniyor. Eğer yıllık asgari araç geçiş sayısına ulaşılmazsa aradaki fark Hazine tarafından yapımcı firmaya ödeniyor.

Şimdi düşünün bayram boyunca yüzbinlerce ve belki de milyonlarca her türlü araç otoyollardan ve köprülerden bedava geçecek, dolayısıyla bunlar para ödemeyecek. Bu durumda belki de belli hatlarda asgari araç geçiş sayısına ulaşılamayacak ve aradaki bedeli Hazine üstlenecek.

Hayatında köprüden geçmemiş veya otoyolu kullanmamış kişinin ödediği vergilerle Hazine bu farkı ödemiş oluyor. Hazine’nin bu bedeli üstlenmesi ekonomik olarak haksızlık ve adaletsizlik anlamına geliyor.

Konaklamaya yüksek fiyatlarla ödeme yapanlara otoyol ve köprü geçişlerinde ücret yok!

Gerçekten de köprüleri ve otoyolları kullananların büyük bir kısmı tatil beldelerine gidiyor, günlük uçuk fiyatlarla otellerde konaklıyor. 50 Euro ile 500 Euro arasında seyreden otel fiyatlarını ödeyen vatandaş köprü ve otoyollardan bedava geçiyor. Bunun mantıklı bir açıklaması var mı? Adaletle bağdaşan yönü var mı?

Bayramların dualaşarak paylaşılan manevi havası ile tatilin beşeri zevki aynı duyguda buluşamaz. Evet, insanın dinlenme ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacını kendisi, arkadaşları,ailesi için daha adil ve hakkaniyetli kullanmalıdır.

Siyasetin bu tür uygulamalara ülkemizin ekonomisi için son vermesi mümkün!

Genel olarak aklı başında olan ve ekonomi gerçeğini bilen siyasetçiler ile ekonomi uzmanları bu uygulamanın yanlışlığının farkında. Ama ne yazık ki popülizm adına eleştiri yapmaları ya da bir öneri sunmaları mümkün olmuyor. Oysa birilerinin acil olarak bu gerçeğin altını çizmesi gerekiyor.

Sonuç olarak yapılacak iki şey var:

Birincisi, bayramlara yönelik keyfi uzatmalara son vermek.

İkincisi de bayram sürelerinde bedavacılığın önüne geçmek.

Siyasi otorite ve muhalefet bu tür ekonomik yorgunluklara yol açacak, aynı zamanda ekonomiyi olumsuz etkileyecek konuları ülke gündemine alırsa çözüme doğru yavaş yavaş adımlar atmış olurlar. Aksi takdirde bu keyfi bedavacılık ülke ekonomisine zarar vermeye devam eder. Devletin aklı bu bedavacılığı yönetmeye ve daha olumlu önlemler almaya müsaittir...!

Kurban Bayramınızı şimdiden tebrik ederiz efendim…

Selam ve dua ile…

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.