Bağımlılık ve Teknostres

Bağımlılık ve Teknostres

Her an internete bağlı, her zaman müsait ve hep birden fazla şeyle meşgul olmak. Bunlar yüzünden bunalmış ve stresli hissedebilirsiniz. Bazı uzmanların "teknostres" olarak adlandırdığı durum da işte bu. Daha ciddi boyutlara ulaştığında ise bağımlılığa bile dönüşebiliyor.

Yeni teknolojilerin topluma her düzeyde etki ederek sürekli bir şeyleri değiştirdiğini hayatın içinde her gün gözlemliyoruz..Bunların hayattaki yansımalarını sadece sosyal değişimler halinde değil, kültürel ve ekonomik değişimlerle de görüyoruz.

Dünyanın her yerinde Covid-19 ile başlayan online eğitim ve uzaktan çalışma seçenkeleri ile daha çok gündeme gelen bir konu olarak teknostres konusunu incelemek istedim.

Teknolojik olarak kullanılan bütün ürünler, ilişkiler ve bilgi paylaşımı açısından ne kadar fayda sağladığı toplumun herkesimi tarafından kabul edilen bir gerçek. Ayrıca hayatımızı genel olarak çok kolaylaştıran bir şey. Ancak, bu yeni teknolojilerin  faydalı yönlerinin yanında kötüy kullanmanın“teknostres” gibi sıkıntıları ortaya çıkradığı gerçeğinden de bahsetmemiz gerek.

Teknolojiyi yanlış kullanmanın ve zamanın çoğunu bununla harcamanın birçok farklı probleme yol açtığı artık bilimsel gerçek olarak yayınlanan birçok kaynakta yerini aldı. Bunlardan bazıları arasında nomofobi, “FOMO” sendromu (gelişmeleri kaçırma korkusu) ve teknostresi  sayabiliriz.

Bu yazımızda bahsedeceğimiz konu teknostres!...

Teknostres nedir?

1984 yılında bu fenomeni ilk defa ortaya atan kişi Craig Brod, teknostres kavramını “yeni bilgisayar teknolojileriyle sağlıklı bir şekilde baş etmeyi  başaramamaktan kaynaklanan bir modern adaptasyon hastalığı” şeklinde tanımlıyor.

1997’de Larry Rosen ve Michele Well, TechnoStress: Coping with Technology @Work @Home @Play (TeknoStres: İşte Evde Oyunda Teknolojiyle Başa Çıkmak) adlı kitaplarında bu kavramdan bahsettiğinde ise popüler hale gelmiş. Bu kitapta, teknolojinin olumsuz etkilerinden biri olan teknostres kavramını geniş çaplı bir şekilde açıklıyorlar. Bu etkiler kişinin tutumu, düşünceleri, fizyolojisi ya da davranışlarına doğrudan ya da dolaylı olarak yansıyabiliyor.

Gördüğünüz gibi, teknostres teknoloji kaynaklı negatif bir psikolojik durum. Hatta psikolog Marisa Salanova’ya göre, teknoloji kullanımında talep ve kaynaklar arasındaki dengeyi kuramamakla ilgili bir algının ürünü.

Bunun sonucunda ise rahatsızlık hissi, negatif tutumlar ve psikofizyolojik aktivasyonun çok yüksek olması gibi sorunlara yol açıyor. Yani teknostres, teknolojiyi iyi idare edememenin yanı sıra, öz denetimsizlik ve engellenme toleransı gibi farklı faktörlerin bir araya gelerek yarattığı bir sorun.

Teknostresin sebepleri genel olarak kişinin yaşıyla ve ait olduğu jenerasyonla ilgilidir. Bunlardan bazıları:

  • Çok fazla bilgiye ulaşabilme ve bilgiye yönelik artan talep.
  • Her an internete bağlı olma ihtiyacı.
  • Her zaman ulaşılabilir olma ihtiyacı.
  • Kullanacak yetkinliğe sahip olmamaktan dolayı teknolojiyi kullanmayı reddetmek.
  • Yeni teknolojilere bağımlı olmak, yani internetle bağlantınızı koparamamak  ve zamanınızı verimli bir şekilde kullanamamak.

Salanova’nın da belirttiği üzere (2007), yeni teknolojiler gençlere (aynı şekilde genç olmayanlara da) anlık bir duyumsal uyarılma veriyor.

Fakat fizyolojik ve duyumsal olarak uzun süreler boyunca aktif olmak, fiziksel ve zihinsel sağlığımız açısından bazı zararlı sonuçlar doğurabiliyor. Daha sonra bu sonuçların kişinin normal fonksiyonlarına engel oluşturması da kaçınılmaz oluyor.

Öncelikle teknoloji ,internete daha uzun süre bağlı kalma ihtiyacının hep artması ve yeni teknolojilerle çok iç içe olmak toleransını ortaya çıkarır. Sonrasında ise teknoloji, size duyumsal uyarılmalar veren şeylerin sürekli olarak hayatınızda olmasını istemeye başlayacağınız bağımlılık oluşturur.

Son olarak da gerçek yoksunluk semptomlarına yol açar. Hatta öyle ki, teknoloji bağımlıları cihazlarından ayrı kalınca rahatsızlık, anksiyete, asabiyet ve diğer yoksunluk semptomlarının hepsini gösteriyor.

Özellikle ciddi boyutlara ulaşan vakalarda bir psikoterapistin yardımını almak en iyisidir. Hatta tepki önlemeye maruz bırakma metodu (bağımlılıkların tedavisinde faydalı olan bir davranış stratejisi) yardımcı olabilir.

Bunun yanı sıra, uzamanlar genel olarak şu tavsiyelerde bulunuyor:

  • Yüz yüze iletişimler kurmak için vakit ayırın.
  • Yeni teknolojilerden bağlantınızı koparın ve bunun yerine bir sporla ya da hobiyle uğraşın.
  • Sadece işinize yarayacak teknolojileri kullanmayı öğrenmek üzere kendinize kısıtlamalar koyun.
  • Yeni teknolojilerle etkileşiminizi belirlenmiş zaman dilimlerine bölerek planlayın.
  • Teknolojiyi somut hedeflerinize ulaşmak için kullanın; can sıkıntısı ya da yapacak bir şey bulamamak gibi bahanelerle asla kullanmayın.

Yeni teknolojilerin insanlık adına çeşitli yönlerden bir sürü fayda sağlayabileceği de elbette inkar edilemez. Teknolojiye suç atmak yerine bu kadar gelişim göstermeyi başarabildiğimiz için insanlık olarak kendimizi tebrik etmeliyiz. Ayrıca, bu teknolojiler sayesinde artık mesafelerin önemini yitirmiş olmasının dünyada ne kadar büyük bir açılıma neden olduğundan da bahsetmek gerekir.

Bu nedenle, teknolojilerin kullanımı konusunda akıllıca davranmak son derece önemlidir. 2020-2021 eğitim yılımızda online olarak derslerimizde daha dikkatli ve düzenli derslerde hazır bulunmak olmalı. Zamanımızı daha tasarruflu kullanmalıyız. Bununla birlikte, teknolojilerin asla insanlarla olan etkileşimin yerine geçebilecek bir şey olmadığını unutmamalısınız. Üniversite eğitimlerimizi online aldığımız bu yar ıyıl eğitim programında teknoliyi kulllanan hocalarımıza, arkadaşlarıma ve öğrenci kardeşlerime başarılı bir eğitim yılı dilerim.

Hepimize Kolay Gelsin!...

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.