Jeopolitik gelişmeleri hariç tuttuğumuzda dünya ekonomisindeki gelişmeleri sürükleyen üçü de birbiriyle ilişkili temel dinamikler şunlar:
* Teknolojik değişim ve özellikle yapay zekâ
* Çevresel sürdürülebilirlik
* Demografik değişim ve nüfus yaşlanması
Bunlar arasında en dikkat çeken, üzerinde en çok konuşulan başlık ilki. Özellikle yapay zekâdaki gelişmelerin hızlanmasıyla bu konu artık sadece uzmanların ilgi alanına sıkışıp kalmıyor. Yapay zekânın daha şimdiden insanı şaşırtan bin bir numarası, ileriki yıllarda yol açabileceği nice gelişmelerle birlikte gündelik sohbetlerde sağlam bir yer edinmeye başladı.
Her teknolojik değişim dalgasında değişimin yönünü doğru okuyup zamanında harekete geçenler, mutlaka muazzam fırsatlar yakalarlar ve eşi görülmemiş kar oranlarına ulaşıp büyük servetler biriktirirler. Güç kazanma sadece para üzerinden olmaz. Parasal güç büyüdükçe bu, siyasi güce de tahvil olur. Bunu tüm geçmiş dalgalarda olduğu gibi, şimdi de gözlemliyoruz. ABD’de Trump’ın ikinci döneminde teknoloji baronlarının siyaset sahnesinde biraz acemice de olsa sergiledikleri oyunlar gözlerimizin önünde cereyan ediyor.
Yapay zekâ tartışmalarının ayrılmaz bir boyutu ise istihdam kayıpları. İktisatçılar şimdiye kadar oluşabilecek iş kayıplarını ölçen çok sayıda araştırma yaptılar. Fakat yeni teknolojilerin hararetli savunucuları, şimdiye kadar oluşacak istihdam kayıplarının çok üzerinde yeni işler yaratılacağını ileri sürüyorlardı.
Son zamanlarda burada da bir değişim yaşanıyor. Sürekli istihdam kayıpları için yeni bir ürkütücü senaryo ve ortadan kalkacak meslekler için yeni bir liste karşımıza çıkıyor. Bunlardan sonuncusu ILO ve NASK tarafından hazırlanan Üretken Yapay Zeka ve İşler başlıklı çalışması. 30 bin mesleki görevin incelendiği bu çalışma, dünya genelinde her dört işten birinin üretken yapay zekâdan potansiyel olarak etkileneceğini gösteriyor.
Teknolojinin nimetlerinin tabana yayılması
Yapay zekânın etik boyutu ise daha dar bir alana hapsolan bir başlık. Ama bu alanda da tartışmalar giderek yoğunlaşıyor. Örneğin geçen hafta Financial Times’da bu konuda arka arkaya üç yazı yayımlandı.
Yapay zekâ modelleri insanlığın şimdiye kadarki bilgi birikimi üzerinden geliştiriliyor. Bırakın sıradan insanları; birçok sanatçının, tasarımcının, araştırmacının ve düşünürün fikri mülkiyete tabi olan ürünleri herhangi bir ücret ödemesi olmadan hatta onay bile alınmadan kullanılıyor. Yapay zekâyı geliştiren çok az sayıda insan çok zengin olurken, yapay zekânın üzerine inşa edildiği veriyi sağlayan kitleler işsizlik ve yoksulluk riskiyle karşı karşıya. Bunda çok bariz bir terslik var.
Yapay zekânın tükettiği enerji ve su da cabası.
Riskleri yönetmek
Yapay zekâ iyi hoş da beraberinde oluşabilecek riskleri nasıl yöneteceğiz?
Daron Acemoğlu ve Simon Johnson, İktidar ve Teknoloji başlıklı kitaplarında büyük servet eşitsizliğine, gücün çok az sayıda elde toplanmasına karşı bir dizi öneri geliştirmişti.
Sorumlu ve etik yapay zekâ alanının önde gelen araştırmacısı Margaret Mitchell de teknolojiye değil insana odaklanmak gerektiğini ileri sürüyor. 2021 yılında işten çıkartılana kadar Google’ın sorumlu yapay zekâ biriminin kurucusu ve yöneticisi olan Mitchell; yapay zekâya insanın yerini alacak değil, insana yardımcı olacak, kapasitesinin gelişmesini sağlayacak bir araç olarak bakılması gerektiğini ileri sürüyor.
Teknolojinin nimetlerinin toplumun geniş kesimlerine orantılı olarak yansıması için elde bir dizi araç var. Toplumsal faydası yüksek ve işçi dostu teknolojilerin desteklenmesi, yüksek gelirlilerden fazla, düşük gelirlilerden az vergi alınması için vergi sisteminin reformu, çalışanlara dönük eğitim programları, teknoloji devlerinin parçalanması, dijital reklam gelirlerinin düzenlenmesi, eğitim reformu, asgari ücretin ve çalışma düzeninin gözden geçirilmesi ilk akla gelen düzenlemeler.
Eğer, yapay zekâ etik ve sorumlu bir hatta gelişir, teknolojinin nimetleri tabana yayılır ve ekolojik kriz önlenebilirse, eşitlikçi bir bolluk toplumu oluşturmak mümkün.
Umarım, günlük enerjimizi tüketen meselelerden başımızı kaldırıp biraz da bu konulara vakit ayırabiliriz.
Hayat hızla ilerliyor ve insanlar ilgisizce seyrediyor...