İSTANBUL-NURULLAH SARI(YSM) - Bu tatil sezonunda ABD'de vatandaşlar hediye, indirim ve kampanya ararken Google yerine büyük dil modellerine başvuracak gibi görünüyor. Adobe’nin son alışveriş raporuna göre, perakendeciler bu yıl chatbotlar ve yapay zekâ destekli arama motorlarından 2024’e kıyasla yüzde 520’ye varan trafik artışı görebilir. OpenAI, bu eğilimden yararlanmak için şimdiden harekete geçti: Geçen hafta ChatGPT’nin üreticisi, kullanıcıların doğrudan sohbet penceresi içinde alışveriş yapabilmesini sağlayacak Walmart ortaklığını duyurdu.
Wired'ın haberine göre insanlar yeni ürünleri keşfetmek için chatbotlara yöneldikçe, perakendeciler de çevrim içi pazarlama stratejilerini yeniden düşünmek zorunda kalıyor. On yıllardır şirketler, “arama motoru optimizasyonu” (SEO) olarak bilinen yöntemlerle Google’ın sonuçlarında üst sıralara çıkmaya çalışıyordu. Şimdi ise markalar, yapay zeka botları tarafından fark edilmek için “üretken motor optimizasyonu” (GEO) denilen yeni yaklaşıma yöneliyor. Pazar araştırmalarına göre bu küçük ama hızla büyüyen sektörün 2025 yılı sonunda 850 milyon dolarlık bir hacme ulaşması bekleniyor.
Pek çok açıdan GEO, yeni bir icattan çok SEO’nun bir sonraki evresi. GEO danışmanlarının çoğu zaten SEO dünyasından geliyor. Eski stratejilerin bir kısmı hâlâ geçerli çünkü nihai hedef değişmedi: İnsanların soracağı soruları önceden tahmin edip, yanıtların içinde markanın görünmesini sağlamak. Ancak giderek artan sayıda veri, chatbotların arama motorlarından farklı türde bilgileri öne çıkardığını gösteriyor.
Google aramalarıyla yapay zeka arasındaki ilişki zayıfladı
GEO firması Brandlight’ın CEO’su Imri Marcus, geçmişte Google’daki en üst bağlantılar ile yapay zeka araçlarının kaynakları arasında yüzde 70 civarında bir örtüşme olduğunu, artık bu oranın yüzde 20’nin altına düştüğünü söylüyor.
Arama motorları genellikle uzun, kelime bakımından zengin içerikleri tercih eder — örneğin yemek tariflerinden önce yer alan uzun blog yazıları gibi. Ancak Marcus’a göre chatbotlar, bilgiyi basit ve yapılandırılmış biçimlerde sunan kaynakları tercih ediyor: madde işaretli listeler veya SSS (sıkça sorulan sorular) sayfaları gibi. “Bir SSS sayfası tek bir makalenin yapamayacağı kadar çok soruyu yanıtlayabilir” diyen Marcus, şöyle devam etti: “Bu sayede yapay zekâ motorlarının seçebileceği yüz farklı seçenek sunmuş oluyorsunuz.”
Kullanıcıların chatbotlara yönelttiği sorular genellikle oldukça spesifik olduğu için şirketlerin son derece ayrıntılı bilgiler yayımlaması faydalı oluyor. Marcus, “Kimse ChatGPT’ye ‘General Motors iyi bir şirket mi?’ diye sormaz. Bunun yerine Chevy Silverado’nun mu yoksa Chevy Blazer’ın mı daha uzun menzile sahip olduğunu sorar. Daha spesifik içerik yazmak, çok daha iyi sonuçlar getirir çünkü sorular da o kadar spesifik” ifadelerini kullandı.
Bu içgörüler, LG, Estée Lauder ve Aetna gibi Brandlight müşterilerinin pazarlama stratejilerini de şekillendiriyor.
En azından şimdilik markalar, doğrudan satıştan çok tüketici farkındalığıyla ilgileniyor. Önemli olan, biri ChatGPT’ye “Güneş yanığından sonra cildime ne sürmeliyim?” diye sorduğunda kendi ürünlerinin öneriler arasında yer alması. Estée Lauder'ın teknoloji, veri ve analitikten sorumlu başkanı Brian Franz, “Şu anda patlama noktasına yaklaşan çok erken bir öğrenme aşamasındayız, bu yüzden oluşturduğumuz içeriğin yatırım getirisini ölçmek istemiyoruz” dedi.
Tüm bu yapay zekaya uygun içerikleri oluşturmak için şirketler yine yapay zekaya başvuruyor. Marcus, “Başta insanlar, yapay zeka motorlarının yapay zeka tarafından üretilen içeriklerle eğitilmeyeceğini düşünüyordu. Gerçekte durum hiç de öyle değil” şeklinde konuştu.
YSM HABER MERKEZİ