İSTANBUL-NURULLAH SARI(YSM) - ABD’nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararıyla Gazze’de kurulması öngörülen uluslararası istikrar gücünü hayata geçirmekte zorlandığı bildirildi.
Middle East Eye’a konuşan, sürece aşina iki kaynak, çıkmazın temel nedeninin İsrail’in Türkiye’nin güçte yer almasına karşı çıkması olduğunu söyledi.
Middle East Eye'dan Ragıp Soylu'nun haberine göre BM Güvenlik Konseyi geçen ay söz konusu gücün kurulmasına onay vermiş; Türkiye, Katar, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Endonezya, Pakistan ve Ürdün’den resmi destek almıştı. Ancak kaynaklara göre, kararın üzerinden haftalar geçmesine rağmen somut ilerleme sağlanamadı.
Ankara hazır, Tel Aviv karşı
Türk yetkililer, Ankara’nın güce katkı sunmaya hazır olduğunu defalarca dile getirirken, İsrail tarafı Gazze’de Türk askerlerinin varlığına izin verilmeyeceğini net biçimde iletti.
İsrail’in itirazlarına rağmen Middle East Eye, geçen ay Türk hükümetinin en az 2 bin askerden oluşacak bir birliğin Gazze’ye konuşlandırılmasına yönelik planları tamamladığını aktarmıştı.
Gücün, daha önce barışı koruma ve çatışma bölgelerinde görev yapmış farklı askeri birliklerden oluşması öngörülüyor.
Ancak gelinen aşamada Türkiye’nin katılımı giderek daha belirsiz hale geldi.
Türkiye olmadan istek azalıyor
Müzakerelere yakın bir kaynak, Türkiye’nin dışlanması halinde diğer ülkelerin de isteksiz davrandığını belirtti.
“Türkiye yer almazsa Suudi Arabistan, Azerbaycan, Pakistan ve Endonezya gibi ülkeler asker göndermeye sıcak bakmıyor,” diyen kaynak, sürecin kilitlendiğine dikkat çekti.
BAE ise geçen ay, “net bir çerçeve bulunmaması” gerekçesiyle şimdilik güce katılmayacağını açıklamıştı. Güvenlik Konseyi kararının Abu Dabi’nin tutumunu değiştirip değiştirmediği ise henüz netlik kazanmadı.
BAE’nin çekinceleri
İsrail basınında yer alan bir haberde, BAE’nin Gazze gücüne katılmama gerekçesi olarak Türkiye ve Katar’ın artan etkisinden duyulan rahatsızlık gösterildi.
Haberde, bu etkinin Müslüman Kardeşler ve Hamas’la bağlantılı grupları güçlendirebileceği iddia edildi.
Abu Dabi’ye yakın bir kaynak, i24NEWS’e yaptığı açıklamada, “Gazze’nin yeniden inşasına yönelik planlarda Müslüman Kardeşler’e yakın unsurların merkezi bir rol üstlendiği” değerlendirmesinde bulundu.
BAE’nin askeri katılım yerine insani yardım, yeniden inşa ve yerel yönetimlerin desteklenmesine odaklanmasının beklendiği ifade ediliyor.
Washington ısrarcı
Sürece aşina ikinci bir kaynak, Ankara’nın hala Washington’un İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Türkiye’nin katılımına ikna edeceğine inandığını aktardı.
“Washington, Türk askerlerinin konuşlandırılmasında ısrarcı,” diyen kaynak, ancak Türkiye’nin geçen ay Netanyahu hakkında insanlığa karşı suçlar gerekçesiyle tutuklama kararı çıkarmasının müzakereleri olumsuz etkilediğini belirtti.
“Bu karar, görüşmelerin ortasında İsrail tarafında ciddi bir öfke yarattı,” ifadelerini kullandı.
15 ila 20 bin askerlik plan
ABD planlamasına yakın bir kaynak, Washington Post’a yaptığı değerlendirmede, istikrar gücünün üç tugaydan oluşmasının hedeflendiğini ve toplam asker sayısının 15 bine ulaşabileceğini söyledi. Başka bir kaynak ise sayının 20 bine kadar çıkabileceğini belirtti.
Washington Post’a konuşan bir ABD’li yetkili, gücün “2026’nın başlarında” sahaya konuşlandırılmasının hedeflendiğini aktarırken, hangi ülkelerin katılacağına dair görüşmelerin “akışkan” bir süreç olduğunu vurguladı.
İsrail’in Kanal 14 televizyonuna konuşan bir başka ABD’li yetkili ise operasyonların Ocak ayında başlayabileceğini ileri sürdü.
Gerilim derinleşiyor
Kasım ayında İsrail, Gazze’de ölen İsrailli askerlerin naaşlarını bulmak için gönderilen onlarca Türk arama-kurtarma personelinin bölgeye girişini de engellemişti.
Türkiye ile İsrail arasındaki gerilim; Ankara’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda Netanyahu hükümetine karşı attığı adımlar ve 2024 baharından bu yana uygulanan ticaret kısıtlamaları nedeniyle artmış durumda.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Gazze’deki saldırılarını “soykırım” olarak nitelendirirken, uluslararası toplumu İsrailli yetkililerin hesap vermesi için harekete geçmeye çağırıyor.
İki ülke, Suriye sahasında da karşıt pozisyonlarda bulunuyor.
Netanyahu hükümetinin, ülkenin güneyinde bazı bölgeleri tampon alan olarak kontrol altında tutmak istediği ve Homs yakınlarındaki T4 hava üssünün güneyine Türk radarları veya gelişmiş askeri sistemlerin konuşlandırılmasına karşı çıktığı belirtiliyor.
YSM HABER MERKEZİ