Kötü yatırım yanılgısı yüzünden zaman, para ve enerjinizi yitirmeyin!

Bir projeyi ya da işinizi yarılayıp, sırf o ana dek harcadığınız zaman boşa gitmesin diye sevmediğiniz halde devam ettiğiniz oldu mu? Zamanla nefret ettiğiniz bir işe harcadığınız yılların sizi istifa etmekten alıkoyması da buna benzer. Bunları yapıyorsanız çoğu insan gibi sizin de aklınızın kar-zarar terazisi sürekli çalışıyor demektir. Ve büyük bir ihtimal ile zararda olduğunuza ikna olmuşsunuzdur...

Fakat bu, her zaman yararınıza olmayabilir. Kötü yatırım ya da batık maliyet yanılgısı yüzünden zarar etmeyeyim derken çok daha değerli bir şeyi: Zaman ve enerjinizi kaybediyor olabilirsiniz.

Kötü yatırım nedir?

Bir iş ya da eylem için harcamış olduğunuz para, zaman ya da enerji “kötü yatırım ya da batık maliyet” olarak adlandırılır. İşin sonucundan bağımsız olarak siz vereceğinizi vermişsinizdir, kar edip etmemenizin maliyeti bugüne harcamış olduğunuz gerçeğini değiştirmez. İşte bu noktada çoğu insanın aklında, işi karlı ve doğru olarak sonuçlandırmazsa sermayesini boşa harcamış olacağı düşüncesi vardır.

Ancak hiçbir ekonomik terim, bir projeye başlayıp ve daha ilk günden işin zorluğuna bakıp daha ilk iş gününde( yanlış bir yatırım yaptınız diye) projeden vazgeçmenizi haklı çıkaramaz. Bu işinizi başarıya dönüştürmek için bilimsel destek almalısınız. Bu konuda bir çok  bilimsel ve kurumsal kuruluşlar, yatırımlarınıza destek vermek için gerekli finansal birikime sahiptirler.

Kötü yatırım yanılgısından kurtulmak için yapılacak ilk şey “Battı balık yan gider” diyen atalarımıza değil, “Zararın neresinden dönülse kardır” diyenlere hak vermek. İş adamı,yatırımcı ve ekonomist olarak bendeniz, “Batık maliyet bir projeye devam edip etmeme kararınızı etkilememeli” diyorum ve sözüme devam ediyorum: “Zaman ve para zaten harcanmıştır. Bu andan sonra zaten işin sonucunu etkileyemez.”

Çevremizde gördüklerimiz, bize öğretilenler, herşeyi bildiğini zannedenler, zihnimize ekilenler, yanlış yorumlanan deneyimler ile hayatımız yanılgılar ile dolu. Gerçek diye bildiklerimiz veya bize öyle sunulanlar ile hayatımız bir yanılgı çağından geçiyor. Bir tane ömrümüz var ve içi yanılgılar ile yaşanmaz halde...

Öyle ki önyargı hastalığı tüm hayatımızı kangren etmiş halde. O zaman şimdi önyargılardan kurtulup, kendimizi ve hayatımızı yeniden inşa edelim.

Bu hayat bizi ebediyete götürecek olan akıl ve ruh sermayemizle beraber fikirler üretme yeridir. Sermayesi yanılgı olan bir hayatta saadet mümkün mü? Değil diyorsanız, şimdi kendimizi, hayatımızı, hayatımızdakileri yeniden gözden geçirme zamanıdır...

Kötü yatırım yanılgısı yüzünden zaman, para ve enerjinizi israf etmeyiniz! Aklınızı ve ruhunuzu kiraya vermeyiniz!

Sadece finansal bir terim değildir?

Kötü yatırım yanılgısının finansal olmayan örnekleri hayatımızın her köşesinde bulmak mümkündür. Üstelik ortada maddi bir hesap olmadığı için bu örneklere hak vermek ve bu davranışın yanılgı olduğunu düşünmek daha de daha kolay. Birkaç örnek vermek gerekirse:

Nefret ettiğiniz bir işte çalışmaya devam etmek: Ekonomik krizlerin sık sık patlak verdiği ülkelerde yaşayan insanların iş güvencesi arayışı daha anlaşılır. Ancak araştırmalar gösteriyor ki ülkenin refah düzeyinden ziyade insanlığın ortak eğilimi olan batık maliyet yanılgısı, istifa etmeme kararını belirleyen en önemli etken.

Bir işe yıllarını veren kişi bir noktada ondan nefret etse dahi yerinden kıpırdama cesareti gösteremiyor. Çünkü harcadığı yılların boşa gideceğini düşünüyor. Bu yatırımı çöpe atmayı göze alamadığından, çok daha fazla zamanı aynı işte geçiriyor.

Mutsuz bir ilişkiyi sürdürmek: Mutsuz olduğunuzu biliyorsunuz ancak yıllardır sürüp giden ilişkinizi, sırf verdiğiniz bu emek yüzünden bitiremiyorsunuz. Son derece tanıdık bir durum bu. Böyle bir durumda önünüzdeki yılları ve bu yılların yanınızdaki insanla geçip geçmeyeceğini düşünebilirsiniz. Kar-zarar teraziniz her ne kadar 6 yılı gözden çıkarmayı anlamsız bulsa da, karşısındaki 30-40 yıl karşısında eğilmek durumunda kalacak.

Artık hiç ilginizi çekmeyen hobinize devam etmek: Sırf alışkanlıktan satın almaya devam ettiğiniz pullar, üçüncü sezon bozmaya başlamasına rağmen az önce beşinci sezonuna başladığınız dizi, yarıda bırakamadığınız filmler, kitaplar ya da başka bir yerde olmayı tercih edeceğiniz halde sırf bileti yakmamak için gittiğiniz konser… O kadar çok örneği var ki zamanı boşa harcamanın!

Eskimiş eşyalarınızdan vazgeçememek: İşte küçük evlerin büyük sorunu! Kendimize ya da evimize aldığımız, artık kullanmadığımız, giymediğimiz ve ortalıktan kaybolsa fark etmeyecek kadar önemsemediğimiz şeyleri elimizde tutmaya devam ediyoruz.

Eski sarj kabloları (belki lazım olur), kapalı balkondaki boş kavanozlar ,yoğurt kovaları(plastik olanlar),  akıllı telefonun icadıyla gözden düşen kaset çalarlar, fotoğraf makineleri ve daha bir sürü eskimiş, belkide kulanılamayacak halde olan alet ve edevatlar...Sadece zamanında şu an hatırlayamadığınız bir meblağ cebinizden çıktı diye size yük olan, toz tutan şeyler.

Onları satmayı planlamaktan vazgeçmeniz ve hemen bir ihtiyaç sahibine vermeniz sizi kazanacağınızı düşündüğünüz paradan çok daha fazla tatmin edecek.

Hayatın içinde olan buna benzer yatırımlarımızı ve ekonomimizi anlamsız hissettiren bir çok örnekeleme yapabiliriz. ama yılmadan ve yorulmadan gelen her yeni güne merhaba diyerek kazanmaya devam etmeliyiz.

Kazancınız bol ve yeni işleriniz berketli olsun. İyi günler dilerim!...

***Yanılgı (veya "yanılsama", "delüzyon"), elde var olan bilimsel ve üstün kanıtlara rağmen belli bir konudaki aksi görüşe duyulan güçlü inanç ve bağlılıktır.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.