TÜSİAD tarihin yakın olmasından memnun

TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, erken seçimin kasımda veya bu yıl içerisinde daha geç bir tarihte olmasındansa haziran ayında olmasının olumlu olduğu görüşünü dile getirdi.

TÜSİAD tarihin yakın olmasından memnun

İSTANBUL (YSM) - Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Erol Bilecik, TÜSİAD’ın “Yeni Ekonominin Rekabet Dinamikleri" başlığı altında, Rekabet Kurumu iş birliğiyle gerçekleştirdiği “Büyük Veri, Online Platformlar ve Rekabet Hukuku" temalı seminerin açılışının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Erken seçim kararına ilişkin soru üzerine Bilecik, “Biz Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, bakanlarımızla yaptığımız bütün istişarelerde ve bu konudaki suallerimizde aldığımız ana yanıt hep erken seçimin olmayacağıydı. Bu doğrultuda baktığımızda, iş dünyası olarak özellikle geçmiş birkaç yılda önemli seçimleri, referandumları geride bırakmış bir seçim yorgunluğuna sahip bir iklimden geldik. Sayın siyasi otoritelerimizin de bu tür görüşlerinden dolayı erken seçimi beklemiyorduk ve tercihimizin erken seçimden yana değil, seçimin vaktinde olmasından yana olduğu yönünde söylemlerde bulunmuştuk.” ifadelerini kullandı.

Haziranda olması olumlu

Ancak seçimlerin 24 Haziran’a alınmasının siyasi otoritelerin kararı olduğunu belirten Bilecik, şunları kaydetti:

“Bu doğrultuda verdiğimiz beyanlarda da nihayetinde bunun sonuçları itibarıyla Türkiye için hayırlara vesile olacağına yönelik inancımızı paylaştık. Bunun kasımda veya bu yıl içerisinde daha geç bir ayda olacağına, haziranda olmasının da getirdiği olumlu görüşümüzü paylaştık. Ama normalde tercih deseniz, biz vaktinde yapılmasını tercih eder bir taraftaydık. Ama 24 Haziran, belirsizliğin de bir an önce ortadan kalkmasını sağladığı için, böyle baktığımız zaman da olumlu noktalarını görüyoruz.”

Bilecik, seminerin açılışında Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci’nin yaptığı “Hükümet olarak özellikle yakaladığımız istikrarın, makro ekonomik dengelerin bozulmaması adına ne seçim ekonomisi uygulayacağız ne popülist anlamda bir siyaset yapacağız” açıklamasına ilişkin de, şu yorumu yaptı:

“Bu konuda Sayın Bakanın verdiği mesajın tamamen arkasında duracak bir hükümet olduğu konusunda bir şüphemiz yok. TÜSİAD olarak bu konudaki görüşümüz net. Çünkü zaten bakıldığı zaman yarın itibarıyla 59 günlük bir süreç var. Yani burada bir seçim ekonomisinin yürütülmesi zaten söz konusu değil. Ayrıca Sayın Bakanın ve bu konudaki bütün karar vericilerin samimiyetlerinden en ufak bir kuşkumuz ve şüphemiz yoktur.”

"İki gözümüzün biri ekonomide, biri dış politikada"

Erol Bilecik, iş dünyasının OHAL’e bakış açısına ilişkin soru üzerine, şunları söyledi:

“Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere devleti yönetenlerimizin bu konuları bütün hassasiyetleriyle gündeme getirdikleri noktasında en ufak bir şüphemiz yok. TÜSİAD, OHAL konusunda ilk günden beri benzer şeyleri söylüyor. Ülkemizin, gerek şehirlerimizde gerek sınırlarımızda hiçbir terör vakasının yanıtsız kalmayacak ve terörün en ufak bir toz zerresi gelmeyecek şekilde, gerek askeri gerek polis tedbirleriyle korunması bizim için önemli. Burada bütün mesele, dünyanın baktığı gözlükle ifade edildiği üzere, OHAL koşullarının eleştiriye maruz kalacak noktalara sahip olması. Yoksa iş dünyası ana konular üzerinde tamamıyla konsensus sağlamış ve hemfikir durumda. Yani en küçük saldırı karşısında bile terörle mücadele ve güvenliğe dönük OHAL koşulları açısından hiçbir sıkıntımız zaten olamaz. O bakımdan ‘Acaba OHAL koşulları bir kanun maddesi ile bu noktalarda farklı bir değişime uğrayabilir mi? noktasında görüşlerimizi ifade ediyoruz.

Çünkü nihayetinde aslolan, dünya ile bütün entegrasyonunu çok iyi yapmış, rekabet dünyasında muazzam derecede güçlü olan bir Türkiye görmek. İş dünyasının ana noktası bu. Biz her zaman şunu söyleriz; iki gözümüzün biri ekonomidedir, biri dış politikada, dış ilişkilerde. Böyle baktığımızda dış ilişkilerden gelen sese zaman zaman bizim dikkat etmemiz, buradaki eleştirilere kulak vermemiz gerekiyor. Ama kendi doğrularımızı bulmak kaydıyla. Böyle baktığımızda, bu değişimlerin zaman zaman çok önemli faydalar getireceği noktasında, iş dünyasında da bütün siyasi otoritelerde de en ufak bir fikir ayrılığı olmasa gerek diye düşünüyorum. Aslolan iyi rekabetçi ve küresel rekabette çok güçlü bir ekonomi olan bir Türkiye yaratmak. Bunun koşulları da dünyada daha iyi bir algısı olan Türkiye yaratmak. İş dünyasının ana gayesi budur.”

YSM HABER MERKEZİ

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER